ويكيبيديا

    "onu gördüm" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • رأيته
        
    • رأيتها
        
    • رَأيتُه
        
    • رأيتُها
        
    • لقد رأيتُه
        
    • رأيت ذلك
        
    • ورأيته
        
    • رايته
        
    • رَأيتُها
        
    • أنا أراه
        
    • رأيتة
        
    • أنا أراها
        
    • ورأيتها
        
    • لقد رأيت هذا
        
    • إنني أراه
        
    Dün gece o bluzu yıkamaya indiğimde sanırım ütü odasında Onu gördüm. Open Subtitles تعرفين عندما نزلت لأغسل ذلك القميص أعتقد أنى رأيته فى غرفة الكي
    En son l böyle iyi durumda değildi, Onu gördüm. Open Subtitles المرة الأخيرة التي رأيته فيها لم يكن في حالة جيدة
    Doktorların ne dediği umurumda değil. Ben de oradaydım, Onu gördüm. Open Subtitles أنا لا أهتم بما يقوله الأطباء أنا كنت هناك و رأيته
    - Onu gördüm. Bir filmde. Heykellerde mikro kameralar vardı. Open Subtitles رأيتها في فيلم، كانت هناك آلات تصوير صغيرة في التماثيل
    Ben Onu gördüm ilk kez bu yana bu kıza aşık oldum. Open Subtitles لقد كنت في حالة حب مع هذه الفتاة منذ أول مرة رأيتها.
    Ama başka biriyle çalışıyordu. Onu gördüm, kafatası sembollü bir maske takıyordu. Open Subtitles لكنّه كان يعمل من أحد، وقد رأيته ارتدى قناعًا عليه صورة جمجمة
    Boğulduğum esnada farkında olmadan zamanı durdurmuş olmalıyım. Onu gördüm. Open Subtitles يجب أن أوقف الزمن بدون أن أدرك ذلك, لقد رأيته
    Kahvemi alırken Onu gördüm ters giden bir şeyler olduğunu hissettim. Open Subtitles كنتُ أحصل على القهوة عندما رأيته وهناك شيئًا بشأنه جعلني أرتاب
    Ha, beni kandıramazsın! Onu gördüm! İçeri girdiğini gördüm! Open Subtitles لا يمكنكِ خداعي ، لقد رأيته وهو يدخل هنا
    - Onu gördüm. - Lütfen içeri girin. Open Subtitles ـ لقد رأيته في الخارج ـ تفضل أيها الأستاذ
    Oh, Peggy. Adamın gerçek olduğunu biliyorum. Onu gördüm. Open Subtitles بيجى , إننى أعرف أن هذا الرجل حقيقة . لقد رأيته
    Onu gördüm. Tek gözü kocaman açıldığına göre o da beni görmüş olmalı, anne. Open Subtitles رأيته وانه أكيد رآني رأسه له عين واحدة كاملة، ماما
    New York'ta Onu gördüm. Open Subtitles هكذا بدا لي في المرة الأخيرة التي رأيته بها في نيويورك
    Maria, Kuka'nın kız kardeşi Onu gördüm, O da burada, aşağıda.. Open Subtitles ماريا، شقيقة كوكا، وقالت انها هنا، رأيتها. انها في الطابق السفلي.
    Kıpırdama. Sanırım Onu gördüm. Barda oturan kırmızı elbiseli. Open Subtitles لاتتحرك، أعتقد أني رأيتها واقفة بقرب المشرب
    sonra aniden elektrik şoku tedavisi odasının kapısından fırladı Onu gördüm. Open Subtitles وفجأة وانا أمر امام قاعة العلاج بالصدمة الكهربائية رأيتها
    O da dışarıda. Karanlık tarafta. Onu gördüm. Open Subtitles لا انها بالخارج على الجانب المظلم، لقد رأيتها
    Sen söylemeye gelmeden az önce tuvalette Onu gördüm. Open Subtitles رأيتها بدورة المياه قبل أن تأتي وتخبرني.
    Bana doğru döndüğünde pantolonu düşmüştü ve ben Onu gördüm.. Open Subtitles ملابسه الداخلية أسفل عندما دارَ نحوي وأنا رَأيتُه.
    Bu sabah Onu gördüm. Bu plakaya sahip beyaz bir minibüsün içindeydi. Open Subtitles رأيتُها صباح اليوم، كانت في سيارة بيضاء تحمل تلك اللوحة
    Evet, Onu gördüm. Open Subtitles نعم، لقد رأيتُه
    David, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, fakat oradaydı, Onu gördüm ve onunla savaşacağım. Open Subtitles ديفيد، وأنا لا أعرف ما هو عليه أو من أين يأتي، ولكن رأيت ذلك وأنا ستعمل محاربته.
    - Ne? - Evlerinin önünden geçiyordum ve garajlarında Onu gördüm. Neyse ki, beni göremediler çünkü kamuflaj giyiyordum. Open Subtitles كنت مارًا من جوار منزلهم , ورأيته بالكراج .ولحسن الحظ لم يتمكنو من رؤيتي .لأني ارتدي اللبس الزائف ..
    İnanıyorum. Dün gece Onu gördüm. Open Subtitles فعلت ذلك, في الليلة الماضية رايته
    Ben ve Luke meydana yeni çıkmıştık ve sonra Onu gördüm. Open Subtitles 49,440 انا ولوك، ترى , نحن ظَهرنَا فقط... وبعد ذلك رَأيتُها.
    Onu gördüm, pesindeyim. Alt kat, 22. peronda. Open Subtitles أنا أراه و أنا خلفه تماما المستوى السفلى, مضمار 22
    İşte. İşte bu o! Gördüm, Onu gördüm. Open Subtitles ها هو , لقد رأيتة ها هو
    Evet, ilgileniyorum. Onu gördüm. Open Subtitles أحل، سأتكفل بذلك، أنا أراها
    Bir denetleme için merkeze inmiştim ve Onu gördüm. Open Subtitles كنت في وسط المدينة لبناء. التفتيش، ورأيتها
    kardeşim ben internette Onu gördüm. Open Subtitles أخي, لقد رأيت هذا على الأنترنت.
    Bekle, Onu gördüm. Wong. Hala yaşıyor. Open Subtitles انتظروا, إنني أراه ( وونغ ) لازال حياً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد