onu görmüş olabilecek her kim varsa bulup yok etmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تعثر عليه و تُدمره مع أي شخصٍ آخر ربما قد رآها |
onu görmüş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد وان البعض منك قد رآها. |
Mutlaka biri onu görmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد ان احد قد رآها |
Ama Tiny onu görmüş, yeni bir lastik almak için depoya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لكن تاينى رآه و أخبرنى أن أرجى قال أنه ذاهب الى المدينة لأحضار عجلة جديدة |
- Kapıcı, 911 sırasında onu görmüş. | Open Subtitles | شاهدٌ قال أنه رآه يغادر، في وقت الإتصال بالطوارئ |
Cesedi doğrulayan kadın ölmeden kısa süre önce onu görmüş. | Open Subtitles | قالت المرأة التي حددت هويته أنها دائماً ما رأته هنا |
Bu imkânsız. Birilerinin onu görmüş olması gerek. | Open Subtitles | هذا مستحيل هناك من رآها |
Birisi onu görmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن أحداً ما رآها |
17. yüzyılda, yerli bir papaz onu görmüş. | Open Subtitles | في القرن 17 رآها رجل دين محلي |
Biz gibi, onu görmüş. - Bir hafta önce. | Open Subtitles | نحن رآها قبل أسبوع. |
Komşular onu görmüş. | Open Subtitles | لقد رآها الجيران |
- Northern Care' de onu görmüş. | Open Subtitles | -لقد رآها فى "نورثيرن كير " |
Turlar düzenliyor. Turistler için canavar turları, bilirsiniz. onu görmüş. | Open Subtitles | هو يقوم بإرشاد السياح في الممر تعريف الوحش للسياح كما تعلم، لقد رآه |
Yine de günün erken saatlerinde onu görmüş olabilirler. | Open Subtitles | على الرغم من أحد المعتادين إعتقد بأنه رآه يركن سيارته في وقت سابق |
Adam o hostelde kalıyorduysa biri onu görmüş olabilir. | Open Subtitles | وإذا كان الرجل يقيم في الفندق، فربّما قد رآه أحد هناك. |
Civardaki keş mekânlarına bakın, muhbirlerinizle konuşun onu görmüş olabilecek kim varsa, kontrol edin. | Open Subtitles | تفحص بيتك الليلى ، وتحدث إلى واشينك من المُحتمل أن يكون قد رآه شخص ما |
Köğeğini gezdiren bir adam bir saat önce onu görmüş. | Open Subtitles | لقد رآه رجل ينزه كلبهُ قبل ساعة مضت |
Bir görevli filmin öncesinde ve sonrasında onu görmüş. | Open Subtitles | صاحب صالة السينما رآه قبل وبعد |
Diğer gizli görevdekiler onu görmüş olabilir. | Open Subtitles | قد تكون إحدى عميلاتكم المتخفّيات قد رأته |
JJ, Dinah onu görmüş mü görmemiş mi diye bara gidiyor. | Open Subtitles | حسنا,جي جي متجهة للحانة لتعرف ان كانت داينا رأته |
Ama o, onu görmüş ve; "Onun İsa olmadığını nereden biliyorsunuz?" demiş. | Open Subtitles | ولكنها رأته وقالت: "من يدري أنه ليس المسيح؟" |