Sana söylemek istediğim şey, Rodney McKay'yi tanıyorum ve onu kendisinden korumak zorunda olduğum zamanlar oldu. | Open Subtitles | احاول القول إننى أعرف رودنى ماكاى. وأضطر أحيانا إلى حمايته من نفسه. |
Bence onu kendisinden koruyacak olan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أظنّكَ المنشود القادر على إنقاذه من نفسه. |
- Onun ne yapacağını anlarsam en azından onu kendisinden koruyabilirim. | Open Subtitles | إذا يمكن أن أجد ما هو قادم عليه على الأقل أستطيع حمايته من نفسه. |
onu kendisinden korumam gerekirdi. | Open Subtitles | كان من المفترض علي حمايته من نفسه |
Ben bu yüzden varım. onu kendisinden korumak için. | Open Subtitles | لهذا أن موجود الى جانبه لحمايته من نفسه |
Kimse onu kendisinden kurtaramazdı. | Open Subtitles | لا أحد كان ليستطيع حمايته من نفسه |
Çünkü onu kendisinden korumak için her zaman yanında olamazsın. | Open Subtitles | لأنّك لن تكون بجانبه على الدوام لحمايته من نفسه - أجل - |
Bilmiyorum.Ama onu kendisinden kurtarmamız lazım. | Open Subtitles | لا أعرف ولكن يجب ان ننقذه من نفسه |
Babam Zod'u kurtar demişti. Sanırım bu onu kendisinden kurtar demekti. | Open Subtitles | حين طلب أبي منّي أن أنقذ (زود)، كان يعني أن أنقذه من نفسه. |
onu kendisinden korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاولُ حمايتهُ من نفسه. |
Hayır, onu kendisinden korumak için öldürdüm. | Open Subtitles | لا، قتلته لحمايته من نفسه |
onu kendisinden korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول إنقاذه من نفسه |
onu kendisinden koruman gerekiyor. | Open Subtitles | أريد منكِ حمايته من نفسه |
Bu ayrıca onu kendisinden korumayı da kapsıyor. | Open Subtitles | وهذا يعني حماية(فينسنت) من نفسه أيضا |