Peki, Onu kurtarmak için orada değilsem neden şimdi ölü değil? | Open Subtitles | إذاً لو لم أكن هناك لإنقاذه, إذاً لماذا هو ليسَ ميتاً؟ |
Onu kurtarmak için yapabileceğin tek şey var. | Open Subtitles | لإنقاذه. فقط شيء واحد الذي أنت يجب أن تعمل. |
Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmazsam kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | لن أستطيع مسامحة نفسي إذا لم أفعل أي شي أقدر عليه لإنقاذها |
Adrenalin vererek zehirlenmeyi yavaşlatabilirim fakat Onu kurtarmak için panzehir hazırlamak gerek. | Open Subtitles | الآن، استطيع إبطاء تأثير السم بالادرينالين ،لكن لإنقاذها ،فسوفَ أحتاج إلى ترياق |
Bu yüzden Yoldaş Han Onu kurtarmak için kendinden vazgeçti! | Open Subtitles | ...لذا الرفيق هان خاطرت بحياتها عن عمد لتنقذه |
Bir şeyin yaşamının tehlikede olduğunu anladığınızda, ya Onu kurtarmak için savaşırsınız ya da sonsuza dek kaybedersiniz. | Open Subtitles | وحينما يواجه شيءٌ يهمّك خطراً، فعليك أن تقاتل لانقاذه أو أن تخسره للأبد. |
Onu kurtarmak için başka ne yapabilirdik diye düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | مالشيء المختلف الذي كُنّا سنفعله لإنقاذه |
Bu Onu kurtarmak için bir yol olduğunu ortaya ediyorum, o kötü kayıp olduğunu. | Open Subtitles | يبدو أنه لا يوجد هناك أي طريقة لإنقاذه أنه قد أصبح شرير |
Ve güçlerini bağlayıcı Onu kurtarmak için tek yol olabilir. | Open Subtitles | و أخذ قواه قد تكون الطريقة الوحيدة لإنقاذه |
Onu kurtarmak için hayatımızı tehlikeye attık! O zaten bir ölü! | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتنا لإنقاذه لقد مات بالفعل |
Onu kurtarmak için hayatımızı tehlikeye attık! O zaten bir ölü! | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتنا لإنقاذه لقد مات بالفعل |
Onu kurtarmak için kalbini verirsen burada kalman gerektiğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون أنّك إذا منحتَ قلبك لإنقاذها سيتحتّم عليك البقاء هنا |
Sana şu kadarını söyleyeyim, Onu kurtarmak için geçmişe gidemiyorsam eğer... bu pislikte para çalmak için geçmişe gidemeyecek. | Open Subtitles | سأخبرك بشيء ، لو لم أستطع العودة لإنقاذها لن يرجع ذلك الحقير ليسرق النقود |
Çünkü artık Onu kurtarmak için sana herşeyi yaptırabileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | لأني الآن قادرٌ على جعلك تفعل أيّ شيء لإنقاذها |
Bir takım oluşturup Onu kurtarmak için bir plan yapmalısın. | Open Subtitles | وعليكِ تشكيلُ فريق والخروج بخطّةٍ لإنقاذها |
Onu kurtarmak için bunu al. | Open Subtitles | . خذ هذا لتنقذه |
Onu kurtarmak için ölmeye razı mısın? | Open Subtitles | أنتَ تريد الموت لتنقذه ؟ |
Onu kurtarmak için herşeyi yaptı fakat Claus'un tedavisi olmayan bir hastalığı vardı. | Open Subtitles | لقد حاول فعل كل شيء لانقاذه ولكن كلاوس كان مصــاب بمرض عضال |
Onu kurtarmak için elinden geleni yaptın. Ve kurtardın da. Merhaba. | Open Subtitles | لقد قمت بكل شيء لانقاذها , و قد فعلت أنت بخير؟ |
Bu Papa'nın çok güçlü düşmanları var. Onu kurtarmak için geç kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | هذا البابا عنده أعداء أقوياء نحن لن نصل فى الوقت المناسب لننقذه |
Ve Onu kurtarmak için dansöz gibi kıvırdın. | Open Subtitles | لقد أقحمت بنفسك داخل عقدة من أجل إنقاذها. |
Duymadım fakat benim gördüğüm ...onun ve Angus'un, Dr. Leighton'ın yaptığı şeyi umursamadan Onu kurtarmak için her yola başvurduğu. | Open Subtitles | لم اسمعها , لا , لكن ما رأيته كان هي و د, أنغوس ليتون... فعلا كل ما بامكانهما لانقاذ حياته, |
Onu kurtarmak için senden daha farklı bir şey beklerdim. | Open Subtitles | هل يمكن على الأقل الخروج مع أفضل خط لانقاذ حياتها. |
Onu kurtarmak için İHA'nın önüne atladığında... | Open Subtitles | عندما وقفت أمام تلك الطائرة لتنقذها |
Belki de Onu kurtarmak için annene olduğundan daha çok şansın vardır. | Open Subtitles | ربّما لديك فرصة في إنقاذها أسنح مما توفّرت لكَ حيال والدتكَ |
Onu kurtarmak için tüm dünyayı katledebilirim. | Open Subtitles | في سبيل إنقاذها لست أعبأ لو أهلكت العالم كله |
-Reese Onu kurtarmak için suya atladı. | Open Subtitles | فقفز ريس لكي ينقذه. |
Mürettebat Onu kurtarmak için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | الطاقم بذل قصارى جهده لكي ينقذها |