ويكيبيديا

    "onu serbest" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سراحه
        
    • له بالذهاب
        
    • سراحها
        
    • لها الذهاب
        
    • لها بالذهاب
        
    • الذي برّأه
        
    • الافراج عنه
        
    • تحريره
        
    Birkaç gün sonra, gücünü yeniden topladı ve Onu serbest bıraktık. TED وبعد بضعة أيام، استعاد الطائر قوته وأطلقنا سراحه.
    diye düşündüm Bir an şaşaladım ve Onu serbest bırakmanın zamanı geldiğine karar verdim, ve bıraktım. TED ذهلت للحظة ولكن قررت أنه حان الوقت لإطلاق سراحه لذا وضعته تحت
    Grady gayet iyi. Karl Teretsky Onu serbest bıraktıracak. Open Subtitles جريدى بخير ,كارل ترتسكى سيطلق سراحه الآن
    Onu serbest bırakmak, normal bir çocuk olmasına izin vermek falan işte. Open Subtitles السماح له بالذهاب في ان يكون طفلا طبيعيا وكل ذلك
    62 sefer süren işkence boyunca cadı olmadığı konusunda ısrar etti onu suçlayanlar sonunda Onu serbest bırakmadan önce. TED واصلت الإصرار بأنّها لم تكن ساحرة خلال 62 جلسةً من التعذيب قبل أن يقوم من اتّهمها بإطلاق سراحها.
    Sanırım, Onu serbest bırakmamın zamanı geldi. Open Subtitles وأعتقد ، لقد حان الوقت أن أترك لها الذهاب.
    Güvenli bir yere vardığımızda, Onu serbest bırakacağım. Open Subtitles و بمجرد أنْ نكون في مكان آمن سوف أسمح لها بالذهاب
    Onu serbest bırakmanızı talep ediyorum ya da bu meseleyi Karala bizzat iletirim. Open Subtitles آمركَ أن تطلق سراحه في الحال وإلا سأنقل المسألة للملك
    Şimdi adam önümüzdeki on dakika içinde ya harekete geçip gizemli bir şey yapacak ya da Onu serbest bırakacağız. Open Subtitles مالم يقفز فوق ويعمل شيءا باطني في الدقائق العشرة التالية، نحن نطلق سراحه.
    Onu serbest bırak, sana olan borcunu unut, ben de yaşamana müsade edeyim. Open Subtitles أطلق سراحه, و أنسي ما يدين لك به و سأتركك حي
    Oh, iyi, bazı kötü cadı Onu serbest bıraktı bir büyü, döküm ve sonra da aşık düştü ve onun düşmanları tarafından öldürüldü. Open Subtitles أوه ، حسناً ، ساحرة شريرة ألقت تعويذة أطلقت سراحه ووقعوا في الحب و تعرضت للقتل من قبل أعدائه
    Onu serbest bırakamam ama sizi ona götürebilirim. Open Subtitles لا أستطيع أطلاق سراحه ولكني أستطيع أخذك له
    Onu serbest bırakırlarsa, dondurmayı bırakacağıma yemin ettim. Open Subtitles تعهدت بالتخلي عن البوظة لو قاموا بإطلاق سراحه
    Anlatılanlara göre köpek sahiplerini kızdırmış, onlar da Onu serbest bırakmışlar. Open Subtitles لقد خيب الكلب ظن اسياده لذلك اطلقه سراحه
    Bana bir iyilik yap. Beş dakika bekle, sonra Onu serbest bırak. Open Subtitles أسدُ لي معروفاً، انتظر 5 دقائق، ثم أطلق سراحه.
    Onu serbest bırakmadan önce bazı şeyleri açıklığa kavuşturmamız gerek. Open Subtitles يجب أن نحل بعض الأمور أولاً قبل أن نسمح له بالذهاب
    Umurunda olmalı çünkü eğer Onu serbest bırakırsak neler döndüğünü hemen anlayacaktır. Open Subtitles حسنا، يجب عليك، لأنه إذا سمحنا له بالذهاب بعد ذلك، هو ستعمل معرفة لماذا سريع جدا.
    Dur biraz. Onu serbest bırakmak, kolay bir seçenek olmadı mı? Open Subtitles إنتظر، أليس هذا خياراً سهلاً كأنك تطلق سراحها ؟
    Doktor, Onu serbest bırakıyorum ama sabah ilk iş sorgulama için buraya gelmesini istiyorum. Open Subtitles أيها الطبيب، سأطلق سراحها إليك، ولكني أريد إستجوابها في الصباح
    Onu serbest bırak, silahı bırakıyorum! Open Subtitles -إسمح لها بالذهاب إسمح لها بالذهاب يا "بول" البندقية ألقتها
    Yeni DNA sonuçları Onu serbest bırakana kadar Del Norte'de müebbet yatıyordu. Open Subtitles "كان مسجوناً لمدى الحياة في "ديل نورت حتّى بدأ فحص جديد للحمض النووي الذي برّأه
    Yeniden yargılayacaklar, ve sonra Onu serbest bırakacaklar. Open Subtitles سوف يكون هناك محاكمة جديدة، وأنها سوف الافراج عنه.
    O dünyanın ilk ölümsüz varlığı ve Onu serbest bırakmak istiyorum. Open Subtitles إنّه أوّل كيان خالد بالعالم وأريد تحريره

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد