Şey, düşünceme göre bir kurt adam sadece Onu seven biri tarafından öldürülebilir. | Open Subtitles | حَسناً أعتقد ان ذلك المستئذب يُمْكِنُ فقط أن يقتل من قبل شخص يحبه |
Bense diyorum ki madem itilip kakılacak... Onu seven birileri tarafından yapılsın. | Open Subtitles | أرى أنه لو سيتسلط عليه شخص ما فيجب أن يكون من يحبه |
İyi bir işi var ve Onu seven bir karısı, ve doğacak bir bebeği. | Open Subtitles | لديه وظيفة جيدة، وزوجة تحبّه وطفل في الطريق إليه |
Hatta Onu seven bir kız arkadaşı, bir annesi ve babası da olabilir. | Open Subtitles | ومن الأرج بأن لديه صديقة و أم و أب يحبونه |
Bana Onu seven birini aradığını söyleyen bu kedicik dışında. | Open Subtitles | عدا أني وجدت هذا القط الذي أخبرني بأنه يبحث عن شخص ليحبه |
Yorumlardan biri de, Onu seven birinin evde o halde yatmasını istemediği için bunu yazdığı... eğer ölecekse bu şekilde ölmesin gibisinden. | Open Subtitles | احد الأسباب المحتملة اذا كان هنالك شخص يهتم لأمرها لم يكن يريد ان تبقى جثتها ملقاة في المنزل |
Aptalca ama Onu seven insanların, onun masum olduğuna inandıklarını düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت لغبائي أن الأشخاص الذين كانوا يحبونها |
Bir zamanlar birilerinin bebeğiydi ve Onu seven bir anneyle babaya sahipti ama şimdi burada bankta yarı ölü bir şekilde yatıyor ve onun anne ve babası tüm amcaları nerede? | Open Subtitles | انه كان رضيعا في يوم من الأيام و كان لديه أب و أم يحبانه |
Kalbinde Onu seven insanların seslerini taşıyacak. | Open Subtitles | سترافقها أصوات مَنْ يحبّونها داخل قلبها |
Bir sürü insana zarar verdi. Onu seven insanlara. | Open Subtitles | لقد تسبب بالاذئ لكثير من الناس, الناس الذين أحبوه |
Eğer bu doğruysa, neden yeryüzünde ki en güçlü istihbarat silahını hala Onu seven bir erkeğe emanet edecek kadar protokolleri ihlal edeceksin ki? | Open Subtitles | لو أن هذا حقيقي، لماذا تخترقين كل قانون موجود بأن تضعي ثقتك في الرجل الذي يحبها بأكثر أسلحة المخابرات قوة على الأرض ؟ |
Biz olmasaydık, hayatının geri kalanını o soğuk barınakta, Onu seven ya da onun yerine elma hoşafını çiğneyen kimse olmadan geçirecekti. | Open Subtitles | أقصد، لولانا لكان سيقضي ما تبقى من حياته في المأوى البارد و لا أحد يحبه |
Söz konusu masa düzeni oldu mu harikalar yaratan bir adam nasıl olur da Onu seven kişiye bir sandalye ayırmaz? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل لديه شغف في تجهيز مقاعد الطاولات لا يترك مقعد لمن يحبه ؟ |
Onu seven ve her gece onun için dua eden bir annesi olduğunu unutmayın. | Open Subtitles | ... ربما ستبلغهـ .. أنّهُ لديه أم تحبّه . وتدعو له في كل ليلة |
Deli matematikçi ve Onu seven kadının olduğu şu film evet, Noah'la öyle olabilirdik diye düşündüm. | Open Subtitles | التمثيلة عن مهووس الرياضيات المجنون والمرأة التي تحبّه... أجل، ظننتُ بأنني و(نوا) سنكون كذلك |
Hafızasının ne kadarını kazanırsa kazansın Onu seven ve kucaklayan insanların olduğu. tanıdık bir yerde bulunması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليه أَنْ يَكُونَ في محيط بيئة مألوف مع الناس الذين سوف يحبونه ويعتنون به مهما كان مقدار ما يَتعافى من ذاكرته |
Onu seven herkes, bu gece çok acı çekecekler." | Open Subtitles | كل هؤلاء الذين كانوا يحبونه والذين حزينين للغايه اليوم |
Belki Onu seven kimsesi yoktur, büyük baba. | Open Subtitles | ربما ليس لديه احد ليحبه يا جدي |
Eğer Onu seven biriyse neden öldürsün ki? | Open Subtitles | اذا كان احد يهتم لأمرها ، لم قتلها؟ |
Arkadaşları, Onu seven insanlar, ona yardım için hayatını riske atanlar vardı. | Open Subtitles | كان لديها أصدقاء، وأناس يحبونها وخاطروا بحياتهم لمساعدتها |