Mesele o olsa, onun arabasında da yapardık. | Open Subtitles | اذا كان يتعلق بذالك .. فـنحن نستطيع ان نفعلها في سيارته |
- Neyse, onun arabasında çıplak olduğunu duydum. - Hayır. Kısmen çıplaktım. | Open Subtitles | علي كل حال , سمعت أنكي كنتي عاريه في سيارته - لا , لقد كنت عاريه جزئيا - |
- onun arabasında yaşamak istemedim. | Open Subtitles | - لم أكن أريد أن أعيش في سيارته. |
Tamam, bu gitar penasını onun arabasında bulduk, o yüzden... | Open Subtitles | حسنا ، لقد وجدنا ريشة الجيتار فى سيارته ، لذا |
Bu gitar penasını onun arabasında bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا ريشة الجيتار تلك فى سيارته |
- Ve spor salonunda ve onun arabasında. | Open Subtitles | .و في الصالة الرياضية, و في سيارتها |
Olmadığını biliyordum zaten çünkü cinayet aleti onun arabasında. | Open Subtitles | -كلاّ . كلاّ، لأنّي أعرف أنّه ليس في سيّارتك، بل في سيّارتها. |
- Asıl bedenim onun arabasında. - Aptal ceset jokeyi. | Open Subtitles | جثتي الحقيقية في سيارته سائس جثث غبي - |
Delcampo'nun cesetlerde kullandığı aletler onun arabasında bulundu. | Open Subtitles | كانت الأدوات التي كان يستعملها (ديلكامبو) للتخلص من الجثث في سيارته. |
Eğer Santiago kaybederse, onun arabasında randevuya çıkarlar. | Open Subtitles | إذا خسرتَ (سانتياغو)، ستَذْهبُينَ في موعدِ غراميّ في سيارته. |
Böylece onun arabasında 20 dakika boyunca oturuyorum! | Open Subtitles | فأنتظر في سيارته لـ20 دقيقة! |
Seni onun arabasında gördüm. | Open Subtitles | -رأيته معك في سيارته |
onun arabasında değildim! | Open Subtitles | لم أكن في سيارته! |
Ama ceketin. onun arabasında olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لكن معطفك قلتِ انه كان في سيارتها |
Olmadığını biliyordum zaten çünkü cinayet aleti onun arabasında. | Open Subtitles | -كلاّ . كلاّ، لأنّي أعرف أنّه ليس في سيّارتك، بل في سيّارتها. |