Çünkü onun başına bir şey geldiyse ve bir şekilde buna karıştıysan... | Open Subtitles | لأنه إن كان قد حدث لها شيء وكنت متورطاً فيه بأي شكل |
onun başına gelen her şeyi, her olayı bu noktadan itibaren aynen yapmalısın. | Open Subtitles | كل شيء حدث لها كل لحظة حدثت لها من البداية يجب أن يتكرر لك ما حدث |
Çünkü onun başına gelen şeyin bir kaza olduğunu hiçbir zaman kabul etmedin. | Open Subtitles | لأنك لم تقبل أبداً أن ما حدث لها كان حادث. |
Böyle acı çekip çekmediğini, onun başına bunun gelip gelmediğini merak ediyordun. | Open Subtitles | أنك تتسائلين هل هو عانى مثل ذلك أو أن ذلك حدث له |
Eğer içeride onun başına bir şey gelirse seni asla affetmem. | Open Subtitles | إذا حدث له أي شيء بالسجن لن أقوم بمسامحتك على ذلك |
Norbit, eğer onu tekrar görürsen, ya da konuşursan... hatta o kaltağı bir kere bile düşünecek olursan.... onun başına gelecek şey işte bu. | Open Subtitles | و نوربت , اذا رايتها مرة اخرى او تكلمت معها مرة اخرى اذا حتى فكرت بتلك العاهرة مرة اخرى هذا ما سوف يحدث لها |
Buraya da böyle babacığın terketmediği iyi kızcağız olarak gelip durman aylardır onun başına gelen en kötü şey. | Open Subtitles | ظهوركِ هنا متظاهرة بانكِ , ابنة والدكِ الذي لم يهجركِ هو أسوأ شئ حدث لها خلال أشهر |
Öyleyse onun başına gelenler için Kahin'i suçlayabilirsin. | Open Subtitles | حسناً , لذا يمكن أن تلوم الأوراكل إن حدث لها أي شيء مأساوي |
Ailesi, her gece onun başına ne geldiğini merak ederek yataklarına gidiyor. | Open Subtitles | تنام عائلتها كلّ ليلة على وقع السؤال على ما حدث لها |
Bana anlatmazsan ve onun başına kötü şeyler gelecek olursa hepsi senin suçun olur. | Open Subtitles | إذا لم تخبريني وشي مكروه حدث لها. سوف يكون هذا خطأك. |
Ve eğer onun başına bir şey gelirse, başımız gerçekten belaya girebilir. | Open Subtitles | وإن حدث لها مكروه ، سنكون في ورطة حقيقية |
onun başına gelen en güzel şey benim. | Open Subtitles | دعني أقل لكَ أمراً أنا أفضل شيءٍ حدث لها على الإطلاق |
onun başına gelen hepimizin başına gelebilir. | Open Subtitles | إن السيد جوستين قد يموت و الآن ، علىّ أن أفترض بأنه أياً كان ، ما حدث له قد يحدث ، لأى منا |
Sen onun başına gelen en iyi şeysin. | Open Subtitles | سوى منتجات ـ هورهي ـ انسي أمر ـ هورهي ـ . أقسم بأنك أفضل ما حدث له |
en azından onun başına ne geldiğini öğrendiin." | Open Subtitles | على الأقل استطعت ان تعرفي ما الذي حدث له |
Hamile kalmaya çalışıyordum ve onun başına bir şey gelecek olursa iyi olacağımızdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | كنا نحاول أن نرزق بطفل يريد التأكد من أننا بخير إذا حدث له شيء ما |
Ama bu bilet onun başına gelen en önemli şeyi temsil ediyor. Ben buna büyük bir cinayet sebebi derim. | Open Subtitles | ولكن هذه التذكرة تمثّل أهمّ شيء قد حدث له أنا أدعو ذلك دافعاً رئيسيّاً لجريمة قتلٍ |
onun başına gelen en iyi şeydin ama o bunu bir kenara attı. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ أفضل شيءِ حدث له وهو فقط قام برميه |
Ve dikkat et, onun başına hiçbir şey gelmesin. | Open Subtitles | وأحرص أن لا شيء وأعني لا شيء يحدث لها وأحرص أن لا شيء وأعني لا شيء يحدث لها |
Şu andan itibaren onun başına geleceklerin sorumlusu sensin. | Open Subtitles | من هذه اللحظة أنت مسئول عن كل ما يحدث لها |
Annesiyle çıktığım sürece onun başına bir şey gelmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يحدث له شيئاً طالما أنا وامه ماذلنا نتواعد |
onun başına gelen her kalifiye pilotun başına gelebilirdi. | Open Subtitles | ماحدث له يمكن ان يحدث لاي طيار محترف |
- onun başına bir şey gelecek olsa yola devam eder miydin? | Open Subtitles | اذا شيء كان سيحدث لها... هل يمكنك أن تستمر ؟ |