İstismara maruz kalmış ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل. |
Ben bir Midnight Cowboy ya da Onun gibi bir şey değilim. | Open Subtitles | أنا لست لا كاوبوي منتصف الليل أو أي شيء من هذا القبيل. |
Bir nakil olmak zorunda değil ya da Onun gibi bir şey, fakat... | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تكون عملية زراعة عضو أو شيء من هذا القبيل |
Savannah'daki binaların geri kalanını sorarsan, hepsine ya bir hayalet dadanmış ya bir cadı ya da bir gremlin veya Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | بشبح مجنون أو ساحرة شريرة أو عفريت أو شئ من هذا القبيل |
Rayno penisi veya Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل قضيب وحيد القرن . أو شيء ما مثل ذلك |
Glokom ya da Onun gibi bir şey için doktor reçetem vardı. | Open Subtitles | كان لديّ ورقة مُلاحظة من الطبيب، لمرض زُرقة العين أو ما شابه. |
Parmak izi ya da Onun gibi bir şey bulabilirsiniz. | Open Subtitles | وأكيد ستجدون بصمات أصابع أو أي شيء من هذا القبيل |
Muhtemelen sadece istasyonu değiştiriyor ya da Onun gibi bir şey yapıyordu. | Open Subtitles | ربما كان مُجرد تغيير المحطة أو شيء من هذا القبيل. |
- Aletine asıldığını ya Onun gibi bir şey yaptığını duydum. Bilmiyorum. | Open Subtitles | سمعت انه كان يستمني او شيء من هذا القبيل |
Onun gibi bir şey. Kalçasına bak, başına değil. | Open Subtitles | شيء من هذا القبيل راقبْ وروكَه ولَيسَ رأسه |
Aynı yerde bulunmuş olma ihtimalleri var mı? Konferans ya da Onun gibi bir şey? | Open Subtitles | أي فرصة أنهم سافروا لنفس الموقع ربما مؤتمر أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Doktor, avukat yada Onun gibi bir şey olmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث مثل طبيب أو محام أو شيء من هذا القبيل |
Tamam, belki de kafandaki o şeyi çıkardıklarında, hayatın yeniden başladı ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | حسناً , ربما عندما سحبوا , مهما كان هناك , كأنكِ أعدتِ تشغيل نفسكِ أو شئ من هذا القبيل |
Gördüğün üzere burda ne kaset var ne teyip var ne de Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | أتري أنَّه ليس هناك أي حبال و حراسة أو أي شئ من هذا القبيل ؟ |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء ما مثل ذلك. |
Çöl fırtınası ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | ربّما يحضّرونها مِنْ أجل عاصفة الصحراء 2'' أو ما شابه'' |
Bir gün ona futbol öğreteceğim, yahut Onun gibi bir şey. Doğru değil mi? | Open Subtitles | يوما ما ساعلمه كرة القدم او شيئاً من هذا القبيل, اليس هذا صحيحاً؟ |
- Onun gibi bir şey. - Tutuklanırsa ona destek olurum herhalde. | Open Subtitles | شئ كهذا اعتقد اننى سأقف بجانبه لو حدث ذلك |
Onun gibi bir şey, evet. İyi bir adam aslında. | Open Subtitles | شيءٌ من هذا القبيل ، اجل ، رجل جيد مع ذلك. |
Bir reklam ya da Onun gibi bir şey hakkında fikrimi soracakmış sadece. | Open Subtitles | إنّه يودّ رأيي فحسب عن إعلانات تلفزيونيّة أو شيء كهذا. |
Bir çeşit canavar sanırım ya da Onun gibi bir şey. Ama bizim canavarımız. | Open Subtitles | بالتأكيد, انها نوع ما من الوحوش او شىء . من هذا القبيل, ولكنها وحشنا |
Belki de benimle birlikte bir şey daha geldi, diğer tarafı görmemi sağlayan bir yetenek ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | ربماأعدتشيءمعي ... . بعض القدرة لرؤية الجانب الاخر أو شيء من ذلك القبيل |
Ukalalık ya da Onun gibi bir şey yapmaya çalışmadım. | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أكون شخص ذكي أ, شيء مثل ذلك |
Ancak birlikte Onun gibi bir şey yazacaksak önemli olan bana söylediğin, nasıl olduğu değil. | Open Subtitles | ولكن أن كنا سنكتب شيء مثل هذا معاً أن ما تخبرني به, ليس كيف, هذا مهم |
Sanırım asabi yada Onun gibi bir şey olduğumu sandı, bilirsin .. | Open Subtitles | أنه من المحتمل أنها تظن أني متوتر قليلاً أو شيئ من هذا القبيل. |
Onun gibi bir şey. Bir şey bulabildin mi? | Open Subtitles | شيئ مثل هذا وجدت أي شيء عليه؟ |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء ما مثل هذا. |