Onun iyi bir çocuk olduğunu söylemiştim. Başının belada olduğunu düşündüğünde onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | أخبرتك أنه فتى رائع,كان عليك أن تتحدث معه عندما تعتقد أنّه في ورطة |
Hala dışarıda. onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | إنه لا يزال بالخارج ينبغي عليكِ التحدث معه |
Belki de onunla konuşmalısın. Senin kız arkadaşın. | Open Subtitles | ربما عليك أن تتحدث معها إنّها صديقتك الحميمة |
onunla konuşmalısın. Söyle kessin artık. | Open Subtitles | يجب عليك التكلم معه أخبره أن يتوقف عن هذا |
Sanırım gidip onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | اظن انه ينبغي عليك ان تكلمها. |
onunla konuşmalısın. Buna hazır değil. | Open Subtitles | عليك أن تتحدث إليه انه ليس مستعداً لهذا |
onunla konuşmalısın. Kaset nerede o biliyor. | Open Subtitles | يتوجب عليك التحدث اليه انه يعرف مكان الشريط |
- Bence gidip onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | يشعر بمسؤولية تجاه ما جرى اعتقد أن عليك الحديث معه |
onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تتحدث معه. |
Hayır. Saçmalama. Gidip onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | لا, لا تكوني سخيفة يجب عليك الذهاب والتحدث معه |
Bunu söylemesini bekleyeceğin en son kişi benim biliyorum ama onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | أعلم أنني الشخص الأخير التي تود أن تسمع منه هذا لكن عليك أن تتحدث معه |
Çok geç olmadan onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتحدث معه قبل أن يفوت الأوان |
onunla konuşmalısın. Eminim seni dinleyecektir. | Open Subtitles | كان يجب أن تتحدث معه بطريقة جيدة |
Konuşacağım, bekliyorum. Bak, Janet çıkar çıkmaz onunla konuşmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | انا فى انتظار التحدث معه ، وانتِ يجب ان تتحدثى مع "جانيت"عندما تنتهى من الجراحه |
Bu konuyu onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليك التحدث معه عن ذلك. "هاتي" عندما اذهب |
- Belki de onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | حسناً, ربما يجب عليك التحدث معه |
Yine de bence onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | ولكني مازلت أعتقد بأنه يجب عليك أن تتحدث معها |
Evet, Marie'yi etkilemek istiyorsan onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | أجل, إذا أردت (أن تبهر (ماري عليك أن تتحدث معها |
- İyi biri. onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | -إنه رجل جيد، عليك التكلم معه والتعارف عليه |
Bence onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك ان تكلمها |
onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتحدث إليه |
- Babam. - onunla konuşmalısın, Dewey. | Open Subtitles | ابي - يجب عليك التحدث اليه , ديوي؟ |
Julien'e aşıksan, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | إذا كنتِ تحبين " جوليان" ، عليكِ الحديث معه. |
-Gidip onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | لا، عليك أن تذهب إلى هناك والتحدث معه. |
Peter onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | بيتر , يجب أن تذهب وتتحدث معه.. |
Belki arayıp onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | ربما يجب عليك أن تتصل بها وتتحدث معها |
Dul eşi bulup onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | هذه الأرملة. والحديث معها. |
Adresini aldım. Oraya gidip, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | لديّ العنوان , يجب أن اذهب إلى هناك وأتكلم معه |
- onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث إليه - ليس لدي مشكلة مما فعل - |