Cezalandırılmadan önce çeçenistana kaçtı ve şimdi bütün İnferno operasyonlarını o yönetiyor. | Open Subtitles | قبل إصدار الحكم، هرب الشيشان، ويشرف الآن كل جحيم أحرزنا عمليات الصورة. |
Her iki vakada da, operasyonlarını yaptılar ve hastalar düzeldi. | TED | في الحالتين, اجرت لهم عمليات وكانوا بخير. |
Pek tabii, çok az insan mezbahayı ziyaret ediyor, ve mezbaha operasyonlarını gösteren filmler televizyonda pek popüler olmuyor. | Open Subtitles | بالتأكيد قلة قليلة من الناس زارو مسلخا للحوم، وأفلام عمليات السلخ ليست شعبية على شاشات التلفزيون. |
Bu sadece, istihbarat operasyonlarını sorgulayarak... araştırma yürütemeyeceğinizi kanıtlar. | Open Subtitles | هذا يثبت فقط أنه لا يمكنك إجراء تحقيق للتشكيك في العمليات الاستخباراتية لحكومة الولايات المتحدة |
...Casuslar, operasyonlarını her açıdan planlamakla çok uğraşırlar, çünkü, kendi iyilikleri için bu işte ustalaşmaları gerekir. | Open Subtitles | الجواسيس يقضون وقتاً طويلاً التفكير خلال العمليات من جميع النواحي والذي يكون أحيانأً من أجل مصلحتهم |
Bu adamların operasyonlarını nasıl paraya çevirebildikleri ile ilgili bir örnek. INTERPOL'e gidip sayfalara baktığımız ve aranan kişileri arıyoruz. | TED | مثال على كيف يستطيع هؤلاء الاشخاص تنفيذ عملياتهم ذهبنا و اخذنا نظرة على صفحات الانتربول و بحثنا عن اشخاص مطلوبين |
On sene önce operasyonlarını merkeze taşıdı ve ve müşterilerini genişletti, .ilk önceliği silah dağıtıcılığı. | Open Subtitles | الآن، قبل 10 سنوات، نقل عملياته للبلدة وجدد عملائه، وركز على التجارة بالأسلحة. |
Uluslar arası iş operasyonlarını düzenlemek için alırsın. | Open Subtitles | لا، تشتريه للتنسيق عمليات العمل الدولية. |
Bütün geçit operasyonlarını askıya aldığımızı Yıldız Geçidi Komutanlığı'na haber verdim. | Open Subtitles | لقد أعلمت قيادة بوابة النجوم أننا جمدنا كل عمليات البوابة |
Mesela, El Kaide operasyonlarını finanse etmek için çalıntı bono kullanıyor olsun, öyle bir şey. | Open Subtitles | مثلاً أن القاعدة تستخدم أوراقاً رسمية مسروقة لتموّل بها عمليات متستّرة ،أياً كان الأمر |
Ajan Walker ve Shaw Başkent'te konuşlanıp Ring operasyonlarını yürütecek. | Open Subtitles | العميلة والكر و شاو سيذهبون إلى العاصمة و سيستمرون بترأس عمليات الرينغ هناك |
Şu anda hükümetin gizli operasyonlarını yürüten 16 resmi ajanını. | Open Subtitles | حاليا الحكومة تشغل عمليات مراقبة على 16 عنصر رسمي |
Hatta Batı Sahili operasyonlarını denetleyip, bize göz kulak olması için yardımcı direktör göndermekle tehdit etti. | Open Subtitles | حتى انه هددني باحضار مساعد مدير للاشراف على عمليات الساحل الغربي فقط من اجل ان يبقي عينه علينا |
Kuzey denizinde Alman denizaltı operasyonlarını bozmuş, ...Avrupa'da tren raylarını sabote etmiş, | Open Subtitles | عمليات غواصة ألمانية في بحر الشمال و أيضا تخريب خطوط للسكة الحديدية في عدة مناطق من أوروبا |
Birleşik Devletler ve Avrupa'daki tüm sağlık operasyonlarını onlar yönetir. | Open Subtitles | إنهم يشرفون على كل العمليات الطبية في الولايات المتحدة وفي أوروبا. |
Sinyalim üzerine, hapishanenin iç operasyonlarını kontrol eden yazılımın uzaktan ele geçirilmesini gerçekleştireceksin. | Open Subtitles | عند إشارتي ، ستُنفذ تحكم من على بٌعد للبرنامج الذي يُسيطر على العمليات الداخلية بالسجن |
Avrupa operasyonlarını idare eden Mohammed Boudia MOSSAD'ın İsrailli ajanları tarafından idam edildi. | Open Subtitles | (محمد بودية) الذي يسيّر العمليات في أوروبا، تمّ اغتياله من لدن الإسرائليين الموساد |
Kaçakçıların operasyonlarını yaptıkları üsse verdikleri isim. | Open Subtitles | إنه المكان الذي يسمونه بمقر عملياتهم الرئيسي. |
Eğer o dosyaları alırsak ve SVR da bunu bilirse ajanlarını ve operasyonlarını korumak için taktiklerini değiştirirler. | Open Subtitles | إذا حصلنا على هذه الملفات . و أكتشفت الإستخبارات الروسية الأمر سوف يعتادو على حماية ممتلكاتهم و عملياتهم |
Bize, Güney sınırı operasyonlarını göstermek istedi. | Open Subtitles | اراد ان يرينا عملياته في الحدود الجنوبية |
Afganistan'ın gizli operasyonlarını bilen askerler. | Open Subtitles | جنودٌ لديهم صلاحيةَ الولوجِ إلى عملياتِ "أفغانستان" السريةَ السوداء |