O zaman neden paltolarımızı alıp, sana gitmiyoruz çünkü kalçalarım orada da harika görünecek. | Open Subtitles | لذا فهيا نحضر معطفينا و نعود لمنزلك لأن مؤخرتي ستكون رائعة هناك أيضاً |
Biz o zaman hava tapınağındaydık. Avatar Roku'nun gözleri orada da parlıyordu. | Open Subtitles | هذا عندما كنا بمعبد الهواء عيناه كانت تتوهج هناك أيضاً |
Sovyetler orada da iktidarda değil mi? Hayır. | Open Subtitles | لكن السُلطة السوفييتية متواجدة هناك أيضاً |
orada da güneş ışığı yok. | Open Subtitles | تحت حراسة مشددة وليس هناك ضوء شمس هناك أيضًا |
Yani x-ışını, ultraviyole ışık veya mikrodalganın fiziğinin işleyişini bildiğimiz için, uzak bir yıldız veya galaksinin ışığını inceleyebiliriz ve orada da ne tür şeyler olup bittiğini biliriz. | TED | إذن، بما أنّنا نجيد فيزياء كيفية عمل أشعة اكس، الضوء الفوق بنفسجي، أو موجات الفرن، فنحن نستطيع دراسة ضوء نجم أو مجرة بعيدة ونكتشف ما الذي يحصل هناك أيضا. |
Omsk mu? Sovyetler orada da iktidardalar. | Open Subtitles | لكن السُلطة السوفييتية متواجدة هناك أيضاً |
Güvenli yerler değil ama orada da yardımcı olacak birileri vardır. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس أكثر حي أمناً، لكن يوجد أناس مفيدون هناك أيضاً |
Sonra eski nişanlının karşı kıyıdaki deposunda ararsın ama orada da yoktur. | Open Subtitles | فتعرج على مخزن خليلتك السابقة على الساحل المقابل وليست هناك أيضاً |
...orada da değil, telefonları da açmıyor. | Open Subtitles | انه ليس هناك أيضاً و هو لايجيبُ على إتصالاتي |
İspanyol Hollandası'ndan. Hayatınıza karşı olan komplo orada da vücut bulmuş olabilir. | Open Subtitles | وهذا يقترح أن المؤامرة لقتلك يرجع أصلها من هناك أيضاً |
Çekip Avustralya'ya gittim, fakat hayat orada da pek iç açıcı değildi. | Open Subtitles | ...ذهبتُ إلى أستراليا, لكن الحياة ليست وردية هناك أيضاً |
orada da herkes deliye dönmüş durumda. | Open Subtitles | مجنون كُلّ شخص بالوكالة هناك أيضاً. |
orada da adamlarım var. | Open Subtitles | حَصلتُ على الرجالِ هناك أيضاً. |
Artık orada da işleri kadınlar hallediyor. | Open Subtitles | هناك امرأة تدير الأمور هناك أيضاً |
Benimle oynarsın, ve orada da kaybedersin. | Open Subtitles | إلعب على طاولاتي، وستخسر هناك أيضاً |
Artık orada da işleri kadınlar hallediyor. | Open Subtitles | هناك امرأة تدير الأمور هناك أيضاً |
orada da yoklar. | Open Subtitles | ليست هناك أيضاً |
Sanırım orada da oydu. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان هناك أيضاً |
Gerçi orada da bir sürü dolgu malzemesi var. | Open Subtitles | بالطبع يوجد بطانة وفيرة هناك أيضًا |
orada da bir bebek var. | Open Subtitles | ولدينا حفلة صغيرة هناك أيضًا |
Kuduruyorlar işte. - orada da mı yoktular? | Open Subtitles | -ماذا أتقول أنهما لم تكونا هناك أيضًا |
Ve sonra, en sonunda dış uzaya ulaştığınızda da... insanlar orada da savaşacak düşmanlar buldu. | Open Subtitles | تمكنتم من الوصول الى الفضاء البعيد وجد البشر هناك أيضا أعداء ليحاربوهم |