İliklerine kadar ıslanmış ve soğuğa meydan okur halde orada dururken. | Open Subtitles | وهو واقف هناك ببذلته المبتلّة، وهو على ما يبدو غير مهتمّ بالبرد. |
Seni orada dururken gördüğümde babana bakıyorum sandım. | Open Subtitles | هل تعلم عندما رايتك واقف هناك اعتقدت اننى انظر الى ابيك |
Eric'le orada dururken, eczacının doğum-kontrol haplarını vermesi ile nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتخيّلين كيف شعرت و أنا واقف هناك مع (إيريك)، عندما سلّمني الصيدليُ الحبوب ؟ |
Ben'in arkadaşları orada dururken tuhaf görünmesin diye bizden birkaç kişinin orada durmasını istiyor. | Open Subtitles | هل تريد فقط مجموعة من الناس تقف هناك لكي لايبدو غريبا عندما يكون كل رفاق (بين) واقفين هناك. |
Sen orada dururken yapamam. | Open Subtitles | لا يسعني وأنت تقف هناك |
Köylüler beni orada dururken gördüler, kanla kaplı. | Open Subtitles | أهل القرية رأوني واقفة هناك ومغطاة بالدم |
Sen orada dururken yapamam. | Open Subtitles | لا يسعني وأنت تقف هناك |