Hayır, orada duruyordu. Çok yakın konuşur. Çok... | Open Subtitles | - كلا لكن كان يقف هناك , و كلامه قريب جدا |
Yani bıçaklandığında tam orada duruyordu. | Open Subtitles | أذن كان يقف هناك بالضبط عندما تم طعنه |
hatırladın mı... sen o gün burada oturuyordun Ve benim annem, orada duruyordu, ve kendi varlığı için rica ediyordu. | Open Subtitles | هل تتذكر الأن ذلك اليوم الذي أنت أُجلست هنا وأمي كانت تقف هناك وتستجدى منك ثروتها الخاصة |
Ablam o kişiye kendini fark ettirmek için orada duruyordu. | Open Subtitles | أختي وقفت هناك ليراها ذلك الشخص |
orada duruyordu, ben çayırlara doğru yürüdüm, o da çevresine bakınıyordu, ondan 60 metre kadar uzaklaştığımda, çayırın ortasında, onu çağırdım. | Open Subtitles | كانت واقفة هناك.وأنا قد مشيت إلى الحقل,وكانت هي تنظر حولها, وعندما بعدت عنها بمسافة 70 ياردة, فى منتصف الحقل, ناديت عليها. |
Ve bu garip yaratık orada duruyordu el çantası çeşit tutarak. | Open Subtitles | و كان المخلوق الغريب واقفاً هناك كان يحمل نوع من الحقائب |
Ormandaki adam. orada duruyordu. | Open Subtitles | ..هذا هو الرجل من الغابة, إنه يقف هناك |
Duştan çıktığımda orada duruyordu. | Open Subtitles | كان يقف هناك عندما انتهيت من الإستحمام |
Hole doğru gittiğimde tuhaf bir adam orada duruyordu, ...ve Bay Harry'nin sesini duydum, şöyle dedi: | Open Subtitles | عندما ذهبت الى قاعة الاستقبال وكان رجل غريب يقف هناك وصوت السيد (هارى) يقول |
Bu adam Fassl orada duruyordu. | Open Subtitles | هذا رجل فاسل فقط يقف هناك. |
Abby'nin GPS koordinatlarına göre katil orada duruyordu. | Open Subtitles | وفقاً لإحداثيات (آبي) التى قامت بها، القاتل كان يقف هناك. |
Her gün aynı saatte orada duruyordu. | Open Subtitles | كلّ يوم في نفس الموعد، كانت تقف هناك |
orada duruyordu. Parlak, pembe jaguar. Deri koltuklar. | Open Subtitles | كانت تقف هناك لامعة ومقاعدها جلديّة |
Bir hemşire vardı tam orada duruyordu. | Open Subtitles | كانت ممرضة كانت تقف هناك تماما ً |
"Ucuz parfüm ve ölü böcek kokusuyla orada duruyordu... | Open Subtitles | "وقفت هناك... . وسط رائحة الحشرات الميته والعطر الرخيص |
Evet, orada duruyordu koridorun ortasında. | Open Subtitles | نعم,أنها وقفت هناك, كانت بالممر . |
Oraya indik ve bütün o kangurular orada duruyordu. | Open Subtitles | ،اتجهنا الى هناك و كانت حيوانات الكنغر واقفة هناك |
Evet, orada duruyordu koridorun ortasında. | Open Subtitles | أجل، لقد كانت واقفة هناك تغلق الممر. |
Ne kadardır orada duruyordu? | Open Subtitles | كم مضى و هي واقفة هناك ؟ |
Silahlı adam orada duruyordu, değil mi? | Open Subtitles | -صاحب المسدس كان واقفاً هناك, صح؟ |