Şimdi kapım çalındığında koyu renk takımlı, yetkili bir kişinin orada olacağını ve bana ayrılan sürenin adeta sonuna geldiğimizi söyleyeceğini hâlâ hissediyorum. | TED | الآن، عندما يكون هناك طرق على بابي، ما زلت أشعر بأنه سيكون هناك رجل ببدلة سوداء وبحوزته لوحة ليخبرني بأن وقتي قد انتهى. |
Generale içimizden birinin değiş tokuş için yarın orada olacağını söyle. | Open Subtitles | أخبر الجنرال أن واحد منا سيكون هناك غداً للمبادلة |
Sanki orada olacağını biliyordu ve onu bulmak için özellikle oraya geldi. | Open Subtitles | و كأنه عرف انها ستكون هناك و لقد ذهب لهناك ليبحث عنها |
Yarın orada olacağını söyle. | Open Subtitles | اتصل بمكتبك و اخبرهم أنك ستكون هناك غداً عصراً |
Sabah 10:30'da orada olacağını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم بأنّكِ ستكونين هناك عند العاشرة و النصف صباحاً |
Amiral Huidobro'nun da orada olacağını ve onunla konuşabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | ـ سيكون هناك أيضاً وقد يكون من مصلحتنا أن نأتي حتي نتحدث معه |
orada olacağını biliyordum çünkü eczacıda faturasını görmüştüm. | Open Subtitles | عرفت أنه سيكون هناك لأني رأيت فاتورة الشراء في الصيدلية |
İşler kontrolden çıktı. Dükkan sahibinin orada olacağını beklemiyordun. | Open Subtitles | .الموضوع خرج عن سيطرتك ولم تكن توقع أن صاحب المحل سيكون هناك |
Herkes orada olacak. Evet, bilemiyorum... Tüm sosyetenin orada olacağını temin ederim. | Open Subtitles | الجميع سيكون هناك يمكنني ان اضمن لك ان كل دور التصميم المشهورة ستكون هناك |
Shane'in orada olacağını bildiğin bir gece yanlarına gittin. | Open Subtitles | لذا في ليلة ما ، عندما علمت أن شين سيكون هناك دخلتي عليهما |
İşler kontrolden çıktı. Dükkan sahibinin orada olacağını beklemiyordun. | Open Subtitles | .الموضوع خرج عن سيطرتك ولم تكن توقع أن صاحب المحل سيكون هناك |
Orada olduğunu söyledi çünkü sen ona orada olacağını söyledin. | Open Subtitles | قالت بأنها ستأتي لأنك أخبرتها بأنك ستكون هناك |
orada olacağını söylüyorsan ol lütfen | Open Subtitles | لو اخبرته انك ستكون هناك فيجب ان تكون هناك |
Saldırıya uğradığın gün seni çaresizce ararken orada olacağını söyledi ve ondan sonra da seni tapınakta bulduk. | Open Subtitles | ،عندما تم مهاجمتك سابقاً ،كنا نبحث عنك ونحن جاهلين مكانك . وقال أنك ستكون هناك بالتأكيد وبعد ذلك، وجدناك في الضريح |
Yarın oraya gideceğim çünkü orada olacağını biliyorum. | Open Subtitles | و سأذهب إلى هناك غداً لأني أعلم أنها ستكون هناك |
-Hayır, ama Facebook'ta orada olacağını ve isteyenlerin uğrayabileceğini yazmış. | Open Subtitles | لا , لقد نشرت علي الفيسبوك تقول بأنها ستكون هناك ولو أراد أي أحد أن يمر |
Çuvalladığı zaman müdahale etmek için orada olacağını bilmesem müsaade dahi etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن ساسمح بذلك حتى لو لم أكن أعرف أنك ستكونين هناك لتأخذي مكانه عندما ينسحب. |
Wyatt'ın orada olacağını söylemen gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن كنت قد قال لي وكان وايت سيصبح هناك. |
Ve bana orada olacağını söylersin ama sonra orada olmazsa patronlarına senden başka bütün FBI ajanlarınla çalışacağımı söyleyeceğime emin olabilirsin. | Open Subtitles | وإذا قلت أنّها ستكون هُناك ولمْ تتواجد فسأوضّح، لأرباب عملك أنّي سأعمل مع أيّ عُملاء ما عداك. |
Senin orada olacağını bildiğim için eve gelmekten nefret ederdim. | Open Subtitles | كنت أكره العوده إلى المنزل عندما كنت أعلم أنك سوف تكون هناك |
Çünkü günün birinde onları açtığım zaman kız kardeşimin orada olacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | لأن l فكّرَ يومَ واحد عندما l فَتحَهم أختَي سَتَكُونُ هناك. |
Bilemiyorum, 15. cadde civarında bir yerlerde olabilir. Ama artık orada olacağını sanmam. | Open Subtitles | لا أدري ربما قرب الشارع 15 و لكنها لم تعد موجودة هناك |
Beni yakalamak için orada olacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك ستكون موجود هناك لتمسك بى |