Döndüğünde orada olmayacak. Bu akşam sadece bir gör. | Open Subtitles | لن تكون هناك عندما تعود تعال وشاهدها اليوم |
Kargo gemileri orada olmayacak. | Open Subtitles | سفن الشحن لن تكون هناك , والدي سيتلاعب بكم كالحمقى |
Bayan D orada olmayacak çünkü Hanna onunla alışverişe gidiyor. | Open Subtitles | لن تكون هناك لأنها سوف تذهب للتسوق مع هانا |
Kalkıp camdan baktığımda, orada olmayacak sadece. | Open Subtitles | أنه فقط لا يكون موجوداً , حين أستيقظ و انظر من نافذتى |
Satıcı, Conrad adıyla bilinen adam, orada olmayacak. | Open Subtitles | والبائع، رجل معروف بـ(كونراد) لن يكون حاضراً. |
Anında 1885'e gideceksin ve o Kızılderililer orada olmayacak. | Open Subtitles | أنت ستنتقل في التو إلي العام 1885 و هؤلاء الهنود لن يكونوا هناك. |
" Berlin daha fazla orada olmayacak," dedi Constant. | Open Subtitles | "سوف لن تكون هناك برلين بعد الآن" هكذا قال كونستانت |
Küçük kızkardeşin desteklemek için orada olmayacak. | Open Subtitles | لن تكون هناك اختك الصغيره لتساندك |
Marissa orada olmayacak. Annem oturma listesi hazırladı ve onun babasıyla beraber olacağını söyledi. | Open Subtitles | "ماريسا" لن تكون هناك امي دوّنت اماكن الجلوس |
Yemin ederim, döndüğünde orada olmayacak. | Open Subtitles | أعدك إنها لن تكون هناك عندما تعود |
Hayır. orada olmayacak. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا إنّها لن تكون هناك |
Grubunu yap ama Minx orada olmayacak.. | Open Subtitles | احصلي على مجموعتك لكن "مينكس" لن تكون هناك |
O yarın orada olmayacak, Degil mi? | Open Subtitles | لن تكون هناك غداً صح ؟ |
orada olmayacak. | Open Subtitles | نعم، انها لن تكون هناك |
Bekle, orada olmayacak. | Open Subtitles | إنتظرا. لن تكون هناك. |
Ne aradığınızı bilmiyorum ama Cora orada olmayacak. | Open Subtitles | أعرف ماذا تتوقّعون أنْ تجدوا فـ (كورا) لن تكون هناك. |
Hayır, annen orada olmayacak. | Open Subtitles | لا امك لن تكون هناك |
Merak etme, kötü yaşlı Stephanie Kovakovich orada olmayacak. Seni seviyorum, Jane. | Open Subtitles | - "لا تقلق، اللئيمة (ستيفاني كوفاكوفيتش) القديمة لن تكون هناك" |
Kalkıp camdan baktığımda, orada olmayacak sadece. | Open Subtitles | إنه فقط لا يكون موجوداً عندما أستيقظ وأرى من خلال نافذتي |
Ve bilgin olsun diye söylüyorum, orada olmayacak bile. | Open Subtitles | ولمعلوميتك، لن يكون حاضراً |
Adamlarım orada olmayacak. Senin olacağını varsayıyorum. | Open Subtitles | رجالي لن يكونوا هناك أفترض أنت ستكون |