Bana bak, onu oradan çıkarmak için katliam bile olması umarımda değil. | Open Subtitles | لا يهمني إن تطلب الأمر مذبحة لإخراجها من هناك |
Bana bak, onu oradan çıkarmak için katliam bile olması umarımda değil. | Open Subtitles | لا يهمني إن تطلب الأمر مذبحة لإخراجها من هناك |
Onu oradan çıkarmak için bir kaç alet bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إحضار بعض المعدّات لإخراجها من هناك |
Anjin olmuş. Onu oradan çıkarmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | ذبحة صدرية، أقوم ببعض التحرّكات حالياً لإخراجه من هناك |
Onu oradan çıkarmak için hızlı ve kolay bir yol. | Open Subtitles | كانت طريقةً سريعة وسهلة لإخراجه من هناك |
Seni oradan çıkarmak için ne olursa yapardım. | Open Subtitles | كُنت لأفعل أى شئ لأخرجكَ بأمان. |
Ama sanırım onu oradan çıkarmak için biraz yardıma ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | ولكنني أظن أننا سنحتاج للمساعدة لإخراجها من هناك |
Onu oradan çıkarmak için bir yol bulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نجد حلاً لإخراجها من هناك |
Onu oradan çıkarmak için kaldırma düzeneği falan olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك مفتاح أو شيئ ما لإخراجها من هناك حسنا يا (كلوديا) أترين طريق أخر للخروج ؟ |
Chuck, onu oradan çıkarmak için 60 saniyen var. | Open Subtitles | لديك دقيقه واحده لإخراجه "من هناك يا "تشك |
Bekle, seni oradan çıkarmak için bir şey bulacağım. | Open Subtitles | انتظر، سأجد شيئاً لأخرجكَ به |