Bir toplumda zenginlik giderek arttıkça, intihar oranları düşeceği yerde, giderek artış gösterir. | TED | كلما زاد الثراء في المجتمع، كلما ارتفعت معدلات الانتحار بدلاً من أن تنخفض. |
Ev sahibi olma oranları, 1995'ten beri en düşük derecede. | TED | معدلات تملك المنازل في في أدنى مستوياتها منذ عام 1995. |
Fakat bu orta kısımda, 20 ila 45 yaş arası, Botsvana' da ölüm oranları Mısır'dan çok çok çok çok yüksek. | TED | ولكن في متوسط العمر بين سن الـ 20 و الـ 40 نجد أن معدل الوفيات في بتسوانا أكثر بكثير من مصر |
Faiz oranları, ödeme miktarlarını ve diğerlerini ne belirliyor? | TED | كيف سيؤثر ذلك على الدفعات السنوية .. وكم هي نسبة الفائدة .. وهكذا .. |
Birdenbire oranları inceleme ve üye olma oranları artış gösterdi, biz net olduğumuz zaman. | TED | فجأة، رأينا نسب الظهور، في نهاية المطاف معدلات الاشتراك، في ازدياد عندما سلطنا الضوء على ذلك. |
İkincisiyse suç oranları ve silah kontrolü arasındaki ilişki hakkındaydı. | TED | والثاني: عن العلاقة بين معدلات الجريمة وتشريع الحدّ من التسلّح. |
Ekranda, sekiz değişik kanser tipi için hastaların hayatta kalma oranları görünüyor. | TED | إذن ها هي معدلات بقاء المرضى من 8 أنواع مختلفة من السرطان. |
1989'dan beri 20 sene boyunca bu ülke her yıl çift basamaklı büyüme oranları yakaladı. | TED | منذ عام 1989م, حققت الدولة معدلات رقمية مضاعفة بصورة سنوية عبر العشرين عاماً الماضية. |
Ve yüksek obezite, diabet ve kalp hastalığı görülme oranları da bunun sonucuydu. | TED | وارتفاع معدلات السمنة لديهم، وأمراض السكري والقلب كانت هي النتيجة. |
Çoğu, hayatta kalmak için suç işlemeye yönelmek zorunda kalır ve yüksek intihar oranları kaydedilmiştir. | TED | العديد منهم يلجأون إلى الإجرام من أجل العيش، وقد سُجلت معدلات مرتفعة من عمليات الإنتحار. |
Görüyorsunuz çocukların ve yaşlıların ölüm oranları iki ülkede hemen hemen aynı | TED | و كما ترون فإن لديهم معدلات وفيات مماثلة بين فئتي الأطفال و كبار السن |
Suç oranları düşmeye başlayacak polislerin tutuklayacağı daha az insan olacak. | Open Subtitles | . و معدل الجريمة ينخفض . أو أن تجلبوا احد للسجن |
balık stokları tükendi veya üreme oranları düştü. | TED | والذي اقترح, أن المخزون ينضب أو ان هناك معدل تكاثُر مُنخفض. |
Bunun bir kısmı da artan hapsetme oranları. | TED | وجزءٌ من تلك الحكاية هو أحياناً ازديادٌ في معدل عدد المساجين. |
Elli eyalet içerisinde hapis cezası oranları en yüksek olan eyalet Kaliforniya'dır. Şu anda bizim ahlaki bir durumla yüzleşmemiz lazım. | TED | ان كاليفورنيا .. هي التي تملك اعلى نسبة من المساجين .. من بين كل الولايات الخمسين الاخرى .. لدينا اليوم تحدٍ أخلاقي .. |
Amerikanlar üniversiteye gittiğinde ve birbiriyle evlendiğinde boşanma oranları çok düşer. | TED | عندما يذهب الاميركيين الى الجامعة و يتزوجون من بعضهم البعض لديهم معدل منخفض في نسبة الطلاق |
Ve benim fosil-kromozom oranları açık ça gösteriyor ki bu plesiosaurus gibi dişi dinozorlar, kendi türünün en zekisi Ve güçlüsüydü. | Open Subtitles | ومتحجري إلى نسب الكروموسوم يبين بشكل واضح ان اناث ديناصورات البيلاساسوراس كانت الأقوى والأذكى فى نوعها |
İzlenme oranları geldi. | Open Subtitles | هاهىَ التقييمات. |
Yüzde oranları, milimetreler ya da aşamalar hakkındaki saçmalıklara ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاج أياً من التراهات عن النسب أو المليمترات أو المراحل |
Çocuk ölüm oranları için konan Milenyum Gelişme Hedefleri oranlarına varmak gayet mümkün. | TED | ان الاهداف الانمائية للالفية فيما يتعلق بمعدل وفيات الاطفال يمكن تحقيقها |
Biraz tasarruf oranları, biraz da dil hakkında bir şeyler anlatayım, sonra da aradaki bağlantıyı kuracağım. | TED | دعوني أخبركم قليلا حول معدّلات الادّخار و قليلا حول اللّغة، ثمّ سنقوم بربطهما معا. |
Polis muameleleri, suç oranları, bütçe. | Open Subtitles | إجراءات الشرطة إحصاءات الجرائم والموازنة |
Ama bu garip. İntihar oranları çok yüksek. | Open Subtitles | ولكنه أمر غريب، فلديهم معدّل إنتحار مرتفع |
Batı Pennsylvania'ya kıyasla Brooksville'nin kanser, düşük yapma ve kısırlık oranları daha yüksek. | Open Subtitles | ، "مقارنةً بغرب "بينسلفانيا فإنّ "بروكسفيل" لديها أعلى نسبٍ من السرطان، والإجهاض، و العقم |
Geniş alanlara ihtiyaç duyarlar. Düşük üreme oranları vardır. | Open Subtitles | تحتاج لمناطق واسعة, كما ان معدلاتها الانجابية ضعيفة |
Köy,kent ve belediyelerimiz,işsizliğin sosyal maliyeti,... ...kayıp ve tutuklama oranları,çeşitli kamu sağlığı maliyet... ...etkileri yanı sıra,atık tasfiyesi... ...ve enerji talebi gibi, altyapı... ...işlerinde işlevsel bir rol oynar. | TED | بلدياتنا, ريفية وحضرية, تلعب مسار تشغيلي للبنية التحتية- أشياء مثل التخلص من النفايات، الطلب على الطاقة، فضلا عن التكاليف الاجتماعية للبطالة، ومعدلات التسرب، ومعدلات السجن و التأثيرات على مختلف تكاليف الصحة العامة. |