Ve bu nedenle çocuk felcinin ortadan kaldırılması: haksızlıkta son noktadır; ve sosyal adalette son noktadır. | TED | و لهذا السبب ، فإن القضاء على شلل الأطفال: هو الأهم في للمساواة هو شيء في قمة العدالة الأجتماعية. |
Onlar mutsuzluk ortadan kaldırmak istedik, ancak bir robot mutsuz insanları ortadan kaldırılması anlatılmak söyledi. | Open Subtitles | وأرادت القضاء على الحزن لكن بالنسبة لروبوت، فهذا يعني القضاء على الشخص الحزين |
Bu kötülüğün ortadan kaldırılması büyük önem taşımaktadır. | Open Subtitles | القضاء على هدا الشر هي من الأولويات |
Senin veya bizim yolumuza kim çıkarsa çıksın, ortadan kaldırılması gerekiyor. | Open Subtitles | من صالحك ومن صالحنا من يقف في طريقنا يجب أنّ نزيله |
Senin veya bizim yolumuza kim çıkarsa çıksın, ortadan kaldırılması gerekiyor. | Open Subtitles | من صالحك ومن صالحنا من يقف في طريقنا يجب أنّ نزيله |
Son Marslının ortadan kaldırılması. | Open Subtitles | القضاء على المريخ الماضي. |
Kötülüğün ortadan kaldırılması. Yaptığımız bu. | Open Subtitles | القضاء على الشر, هدا ما نفعله |