ortaya çıkan şu ki bütün tasarım, uygulama ve kuralları düşünüce arabanın sürüş kısmını tasarlaması aslında uçuş kısmından daha zor. | TED | وقد اتضح أن السياقة، بالعقبات التصميمية والتشريعية المرتبطة بها، هي بالفعل مشكلة حلها أصعب من الطيران. |
Ama ortaya çıkan şu ki, triptofan aynı zamanda peynirde ve çikolatada da bulunmakta. | TED | و لكن اتضح ان التربتوفان ايضا يتواجد في الجبن و الشوكولاتة |
ve ortaya çıkan şu ki beyin resimlerinin olağanüstü özellikleri var. | TED | و اتضح ان صورالدماغ الموضوعة هذه لها خصائص مميزة |