Ancak büyük umutlara rağmen, LHC, içinde yalnızca bir Higgs bozonu bulunan çorak bir atomaltı alan ortaya çıkardı. | TED | لكن رغم الآمال الكبيرة كشف مصادم الهادرون الضخم عن مقدار ضخم من الجسيمات دون الذرية مأهولة بمجال هيغز وحيد. |
Yine de bu bariz bir tasarım kusurunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | رغم ذلك، فإنّ هذا كشف نقطه ضعف واضحة في التصميم. |
Uyuşturucuya karşı verilen savaşla ilgili acı gerçeği bu etkili tartışmalar ortaya çıkardı. | TED | لقد كان نقاشا استراتيجيا مقنعا كشف حقيقة مؤلمة عن الحرب على المخدرات. |
Ama son yapılan araştırmalar ortaya çıkardı ki keşfedilen 700 türün | Open Subtitles | ولكن أظهرت الأبحاث الحديثة أنه من بين 700 نوع تم اكتشافه، |
Aile ve arkadaşlarımızla yaptığımız politik muhabbetler, daha önce görmediğimiz bir seviyede kutuplaşma yaşandığını ortaya çıkardı. | TED | أظهرت نقاشاتنا السياسية مع العائلة والأصدقاء نوعاً من الانقسام الواضح في الآراء الذي لم يعرفه الكثير منّا من قبل. |
Başkan, William Schumann'ın düşman saflarında yakalandığını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | الرئيس يكشف . .. ان وليام شومان محاصراً خلف خطوط العدو |
Değerlendirmeler, kanserin beynine yayılmış olduğunu ortaya çıkardı. | TED | كشف لنا تقييم أن لديه سرطانا وأنه قد انتشر إلى دماغه. |
Radar benim iş arkadaşım Olivia'nın altındaki gizli dev su havuzunu ortaya çıkardı, ayaklarının 7 kat aşağısında. | TED | والرادار قد كشف بركةً كبيرة من الماء السائل. مخفيةً تحت زميلتي أوليفيا, سبعة قصص تحت قدميها |
İnsan genom projesi insanların genetik kodlarındaki ufak değişimlerin gittikçe hızlanan oranlarda gerçekleştiğini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | كشف مشروع الجيني للإنسان أن هذا الإختلاف البسيط في شفرة الجين للإنسان يحدث بنسب متزايدة و عشوائية |
İnsan genom projesi insanların genetik kodlarındaki ufak değişimlerin gittikçe hızlanan oranlarda gerçekleştiğini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | كشف مشروع الجيني للإنسان أن هذا الإختلاف البسيط في شفرة الجين للإنسان يحدث بنسب متزايدة و عشوائية |
Doğanın temelinde şaşırtıcı bir çelişki ortaya çıkardı. | Open Subtitles | لقد كشف عن تناقض مثير للصدمة في قلب الطبيعة |
"Otopsiler, merkezi sinir sistemlerinin tamamen kızardığını ortaya çıkardı." | Open Subtitles | كشف التشريح أن نظامهم العصبي المركزي احترق بالكامل |
Önceki yılların çatışmaları, bazılarının içindeki iyiliği ortaya çıkardı, bazılarının da içindeki kötülüğü. | Open Subtitles | السَنَوات العاصفة بين الحرب الأهليةِ ونهاية القرن أظهرت الأفضل من بين الناس |
Yıldızların ışığında çekim yapabilen bir kamera burada bir kurdun olmasının yanı sıra çok şaşırtıcı bir biçimde davrandığını da ortaya çıkardı. | Open Subtitles | أظهرت كاميرا ليلية أنه لم يكن هنا ذئب وحسب لكنه كان يتصرّف بنمط مدهش جداً. |
En azından bir tarayıcı elektron mikroskop görüntüsü şüpheli biçimde organik görünen bir yapı ortaya çıkardı. | Open Subtitles | على الأقل واحدة من الصور ..التي فحصت بالمجهر الالكتروني أظهرت التركيب والذي بدي مركب عضوي مريب |
Ama ondan sonra gelişen olaylar onun haklı olduğunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | لكن الأحداث اللاحقة أظهرت أنها كانت على حق |
Blackwolf, Cally'nin gerçek doğasını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | بلاكوولف جعل كالي يكشف طبيعته الحقيقية انه عنصري |
Mars'a gönderilen robotlar göz alıcı derecede güzel fakat yine de tehlikeli ve tenha yerleri ortaya çıkardı. | Open Subtitles | رحلات الروبوت إلى المريخ كشفت عن جمال مذهل لكنه خطير و منعزل |
Wetherhill'in bilgisayarları ürkütücü bir gezegen oluşumu dönemini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | حاسبات "ويزريل" لم تكشف عن فترة مرعبة فى تكوين كوكب |
Eğer seni aramaya çalışsaydım, işbirliği yaptığım ortaya çıkardı. | Open Subtitles | إن حاولت الاتصال بك، فكان هذا سيكشفني |
İki araba incelendiğinde sahte koltuk ateşte eridi ve bir haftadır orada ölü yatan Charlie'yi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | عندما تم فحص السيارتين المقعد المزيف ذاب في الحريق وكشف عن وجود شارلي الذي كان جالسا هناك ميتا ،، وصامتا ،، لمدة أسبوع |
Bugün bir öngörüm oldu ve gerçeği ortaya çıkardı. | Open Subtitles | واتتني رؤيا اليوم، وكشفت لي الحقيقة. |
Çetin ceviz olan annesinin, daha önce hiç görmediğim çok güzel bir annelik yönünü ortaya çıkardı. | Open Subtitles | وأظهرت ذلك الجانب الأمومي من أمها التي هي أقسى ما رأيت |
Sizin yaptığınız şey bir laneti ortaya çıkardı. | Open Subtitles | ما فعلتماه اطلقَ لعنةً |