Otey'in eşi, ortağın kendilerini kilitlediğini söyledi. Sanki incinmelerini istemiyordu. Koruyucuydu. | Open Subtitles | قالت زوجة (أوتي) أن الشريك احتجزهما وكأنه لم يرد أن يتأذيا |
Schrader'ın tutuklanmasına kadar olan kayıtlar Dan Otey adında bir soyguncu daha gösteriyor. | Open Subtitles | السجلات الموصلة لإعتقال (شرايدر) تظهر سارق مصارف آخر يدعى (دان أوتي) |
Belki Scrader da böyle yaptı ama Otey daha az bir ceza için onu sattı. | Open Subtitles | لكن (دان أوتي) خانه للحصول على عقوبة أقصر |
Akla yatmıyor. Otey önce ispiyoncuydu, şimdi de ortağı mı? | Open Subtitles | هذا ليس منطقياً، كان (أوتي) واشياً والآن أصبح الشريك؟ |
Dan Otey'in ailesini yukarı çıkarıp Schrader'dan korudu. | Open Subtitles | نقل عائلة (دان أوتي) إلى الأعلى وحماها من (شرايدر) |
Ama ortağı ölmeme izin vermedi. Otey'in ailesini korudu. Aynı gün, tutuklu birinin kaçmasına yardım etti. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} صحيح، ولكن هذا الشريك لم يسمح بأن أموت وحمى عائلة (أوتي) |
Otey'in öttüğünü biliyordu ama bu içeri girmesine yetmezdi. | Open Subtitles | عرف أن (أوتي) وشى به في عملية السرقة |
Dan Otey oranın yerlisi. | Open Subtitles | (دان أوتي) هو من المنطقة |