ويكيبيديا

    "otobüsünde" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حافلة
        
    • الحافلة
        
    • حافلتك
        
    • باص
        
    • على حافلتِكِ
        
    • أتوبيس
        
    Bu doğru. Onunla Miami otobüsünde karşılaştım. Open Subtitles انها حقا كذلك لقد قابلتها فى حافلة من ميامى
    Özür dilerim... o kadar şaşırdım ki... beyaz bir genç kız, yerlilerin otobüsünde. Open Subtitles ‫أنا آسف ‫من المدهش جدا ‫فتاة بيضاء شابة على متن حافلة محلية
    4:00 otobüsünde olmaya bak. Open Subtitles فقط تأكد بأنك ترحل على حافلة الساعة الرابعة
    Bak, hepimiz o tur otobüsünde neler olduğunu biliyoruz. Open Subtitles انظري,كلنا نعرف بالضبط ما يحدث في تلك الحافلة.
    Otobüsü kaçırdık, ama tur otobüsünde yer buldum. Open Subtitles لقد فاتتنا الحافلة لكنني رتبت لركوبنا حافلة جولات
    - Ne? - otobüsünde bomba var. Open Subtitles ـ ماذا ـ هناك قنبله علي حافلتك
    Stepney otobüsünde hamile bir kadının bluzunu parçaladı. Open Subtitles مزق ملابس سيدة حامل في باص ستيبني
    Ve genel kanının tam aksine, pek çok insanın sorunları Texas'ın orta yerindeki bir turne otobüsünde çözülmez. Open Subtitles وتخالف حقيقة حياتك التي تعيشها معظم مشاكل الحياة لا يوجد لها حلاً داخل حافلة الجولات في وسط تكساس
    Onu Ağır Abi olarak tanıyor olabilirsiniz, yaşlı bir bey için... "AĞIR ABİ" GERİ DÖNDÜ. ... Güney Kaliforniya otobüsünde hayatını riske atan ve gece aşırı Open Subtitles ربما تذكروه بإسم الفتوة، المُلتحي الذي أنقذ رجلاً عجوزاً في حافلة عامة
    Stirptiz otobüsünde,sahil barına giderken mi? Open Subtitles في حافلة للمتعريين متجهة نحو حانة على البحر
    Çulsuz bir garson olduğumu, üç çulsuz garson ve iki taksi şoförüyle aynı evde kaldığımı mı? Taksici arkadaşın var ve biz halk otobüsünde miyiz? Open Subtitles اني نادل مفلس يتشارك الشقة مع 3 نادلين مفلسين وسائقي سيارات اجرة مفلسين نحن على متن حافلة وانت تعيش مع سائق سيارة اجرة؟
    - Şehir otobüsünde biriyle mi buluştu? Open Subtitles فقط حقّق في الأمر. إذا، فقد قابل شخصا في حافلة المدينة ؟
    Çünkü onun tüm olumluluğu, Billy Ray Cyrus'un tur otobüsünde kayıp bir haftasonundan sonra geldi. Open Subtitles لان كل إيجابياتها اتت بعد نهاية اسبوع علي متن حافلة بيلي راي سايروس السياحية
    Bir yıl boyunca parti otobüsünde dans etmiştim para için değildi. Open Subtitles رقصت على حافلة حفلات لسنة ليس من أجل ألمال
    Chicago'ya giden bir yolcu otobüsünde. Open Subtitles انة على حافلة نقل بين الولايات "متجة إلى "شيكاغو
    Otellerde uyumaktansa, turne otobüsünde uyumayı daha çok severdim. Open Subtitles كنت أحب النوم في الحافلة السياحية. بدلاً من أن تكون في الفنادق.
    Bu gece Houston otobüsünde olacağım. Şu anda terminaldeyim. Open Subtitles أنا على الحافلة إلى هيوستن الليلة , أنا في المحطة الآن
    otobüsünde zehirli bir saldırı olmuş. Open Subtitles كان هناك نوع من الهجوم بالغار على الحافلة التي اعتدت أن تأخذها
    - otobüsünde bomba var. Open Subtitles هناك قنبله علي حافلتك انتبه للطريق
    Yetkililer, okul otobüsünün patlamasının ardından buldukları cesedin Memphis'teki okul otobüsünde siyahi bir çocuğa saldıran ve yakın zamanda serbest bırakılan Eugene Linwood'a ait olduğunu tespit etti. Open Subtitles حددت السلطات أن الأدلة على انفجار باص المدرسة. تعود للمتهم السابق (يوجين لينوود). في قضية اعتداء باص مدرسة "ميمفيس"..
    otobüsünde bomba var. Open Subtitles هناك قنبلة على حافلتِكِ!
    Pis kokulu turne otobüsünde takılır, birkaç çocukla öpüşürsün ama randevu için kıyafetim yok. Open Subtitles كل ماتحصلين علية هو التنقل فى أتوبيس والحصول على قبلات من فتيان غير معروفين ولكن ليس لدى ملابس للمواعيد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد