Bu görüşmemiz çocuk güvenliği otomobil sigorta primleri gibi konular hakkında olacak. | Open Subtitles | في هذه الجلسة نستهدف سلامة الأطفال وأقساط تأمين السيارات و المضافات الغذائية |
Ve bu kartların birinin arkasında yepyeni bir otomobil var. | Open Subtitles | وخلف واحدة من هذه البطاقات السيارات هي العلامة التجارية الجديدة. |
Konserve ve otomobil aksesuarı gibi bir sürü şeyim var. | Open Subtitles | لديّ الكثير من الأشياء، وأكسسورات السيارات وغير ذلك من الحاجات |
2005’te otomobil endüstrisinden birçok kişi şöyle diyordu, 50 yıl boyunca iyi bir elektrikli arabamız olmayacak. | TED | في عام 2005 كان الكثير من العاملين في صناعة السيارات يقولون، لن نحصل على سيارات كهربائية لائقة قبل 50 سنة، |
Dünya üzerindeki otomobil ve kamyonların standartları çok düşüktür | TED | السيارات والشاحنات لها مساهمة مهمة، ونحن لدينا أدنى المقاييس في العالم، |
Wright Kardeşler'in başarılı uçuşundan birkaç yıl sonra insanlar daha fazla otomobil kullanmaya başladı. | TED | بعد بضع سنوات من اكتشاف الأخوين رايت للطيران، بدأ البشر في استخدام المزيد والمزيد من السيارات. |
Yani, örnek olarak bir güç santralinde de gayet iyi çalışabilir ya da bir otomobil fabrikasında. | TED | لان هذه الدودة قد تعمل بصورة ممتازة على مصانع الطاقة او مصانع السيارات |
Ve eğer otomobil ve benzeri dayanıklı malları da dahil edecek olursanız bu sayı rahatlıkla iki katını aşacaktır. | TED | وإذا قمت برمي نفايات معمرة أخرى مثل السيارات وغيرها سيزيد هذا الرقم إلى أكثر من الضعف |
1900 yılında, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde kimse otomobil tarafından öldürülmemişti. | TED | في عام 1900, على سبيل المثال، لم يقتل أحد من طرف السيارات في الولايات المتحدة. |
Duymuşsunuzdur, dünyadaki otomobil sanayisini rahatsız eden başka bir harika Afrikalı daha var. | TED | هناك أفريقي عظيم آخر والذي قد سمعتم أنه كان مشغولا بـتغيير صناعة السيارات في العالم. |
Çünkü modern otomobil yüzlerce, binlerce hatta onbinlerce insanın yüzyılı aşkın çalışmasının bir ürünüdür. | TED | و لكن ﻷن السيارات الحديثة هي منتج أكثر من مائة عام من العمل لعشرات و مئات اﻷلاف من الناس |
Bisiklet lastiği için kauçuk, otomobil lastiği için kauçuk, zeplinler için kauçuk. | TED | المطاط من أجل إطارات الدراجات وإطارات السيارات والمناطيد. |
Değil mi? Aynısını mini karavanlar'da düşünün. Bir grup otomobil mühendisi hafta sonlarında Toyota ile rekabet ediyor. | TED | صحيح؟ فكروا بالأمر في السيارات الميني. مجموعة من مهندسي السيارات في عطلة نهاية أسبوعهم كانوا ينافسون شركة تايوتا. |
Elektrik, otomobil ve bilgisayar gibi bütün güçlü teknolojiler, imkânlar dâhilinde suistimal edilebilir. | TED | كما هو الحال مع جميع التقنيات الحديثة كالكهرباء و السيارات أو كالحواسيب هذه الأمور قد يتم اساءة استخدامها |
CA: Ancak her otomobil üreticisinin kısa ve orta vadede ciddi bir elektrikli hâle getirme planı olduğunu duyurması doğru değil mi? | TED | لكن أليس صحيحًا أن كل مصنّعي السيارات تقريبًا قد أعلنوا خططًا جادة للاعتماد على الكهرباء في المستقبل القريب والمتوسط. |
Bence neredeyse her otomobil üreticisinin bir elektrikli araç programı var. | TED | أعتقد أن كل مصنّعي السيارات لديهم برنامجًا للمركبات الكهربائية. |
Biraz şaşırdım... Siz otomobil yarışçısı mısınız? | Open Subtitles | أنا مشوش قليلاً هل أنت سائق سيارات السباق؟ |
Kalpazanlık veya otomobil hırsızlığı yapmadın mı? | Open Subtitles | ماذا ,ولا قضايا تزييف ؟ او حتى سرقات سيارات ؟ |
Hem bir otomobil resimleyicisi, hem de bir araba reklam metni yazarı olarak çalıştım, bu yüzden, bu konudan fazlasıyla öç almam gerek. | TED | وكنت على حد سواء أرسم السيارات و أؤلف الإعلانات للسيارات لذلك أنا لدي الكثير من الحق لتولي هذا الموضوع. |
Ama o çıkamadan otomobil bir uçurumdan aşağı uçtu ve alev aldı. | Open Subtitles | لكن السيارة إنفجرت عند المنحدر قبل أن يتمكن من الهروب وتحطمت وإحترقت |
Listelenen tek etkinlik otomobil Kulübü. | Open Subtitles | نشاطهم الوحيد الدارج هو نادي السيّارات هاهو، نادي السيّارات |
Ama siz, otomobil ve parçaları hakkında bilgili olduğunuzu iddia ediyorsunuz. | Open Subtitles | و لكنك من ناحية أخرى تدعين المعرفة الكاملة بالسيارات و طرق تشغيلها |
Kurtarma ekibi yedinci makinenin yanına. iki otomobil kafa kafaya çarpışmış. | Open Subtitles | إلى سائق السيارة 7 هنالك حادثة اصطدام سيارتين وجهاً لوجه |
ve çoğunlukla otomobil üretim endüstrisinde olmak üzere 1 milyon kişilik istihdamı da koruma altına alacağız. | TED | و سنحافظ على مليون وظيفة في خطر الان ، أغلبها في تصنيع السيارات |
otomobil kulübünü aradım. | Open Subtitles | دَعوتُ النادي الآليَ. |