O filin üstüne oturamam bir sürü köri yediğim için kıçım yanıyor. | Open Subtitles | لايمكني الجلوس على هذا الفيل مؤخرتي مشتعلة من آكل كل هذا الكاري، |
Sahneye çok yakın oturamam. Gözlerimi acıtıyor. Bu bir film değil bayan. | Open Subtitles | لا استطيع الجلوس قرب الشاشه، إنه يأذِ عيوني |
Teşekkürler ama şimdi oturamam. | Open Subtitles | شكرا لك ، ولكن شيئا واحدا لا أستطيع أن أفعله و هو الجلوس |
Orada seni bekleyerek daha fazla oturamam. | Open Subtitles | لا يمكننى الجلوس هناك فى إنتظارك حتى الآن |
Tüm gün böyle oturamam. | Open Subtitles | هيا . أنا لاأستطيع الجلوس هكذا يجب أن أحاول فعل شيء |
-Sonsuza dek bu balkonda oturamam. Kendimi saksıda gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هنا للأبد اشعر وكأنى نبات زينة |
Anlamıyorsunuz. Ben burada oturamam. | Open Subtitles | لايمكنني الجلوس هنا إذا حصل شيء فلن نتمكن من الخروج |
Hayır, lütfen. Özür dilerim, huysuzluk etmek istemiyorum ama en önde oturamam. | Open Subtitles | أرجوك لا أنا أسفة أنا لا أستطيع الجلوس في المقدمة |
Bazı cevaplar lazım.Burada oturamam böyle. | Open Subtitles | أريد بعض الإجابات، لا يمكنني الجلوس هنا فحسب |
- Onun için yeterince uzun süre oturamam. | Open Subtitles | لا يمكننى الجلوس لمدة طويلة بما فيه الكفاية لذلك |
Burada böyle oturamam. Dışarıda olup bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | لا يمكنني الجلوس هكذا، يجدر بي أن أكون بالخارج لفعل شيء ما |
Burada daha fazla oturamam. Saatler oldu, ve o aramadı. | Open Subtitles | لا يمكنني الجلوس والانتظار أطول من ذلك لقد مضت ساعات ولم تتصل بعد |
Burada böylece oturamam. Kızım dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | لا يمكنني الجلوس هنا فقط ابنتي بالخارج هناك بمكان ما |
Öğle yemeği hazırlanmadan oturamam! | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس في حين لديّ الغداء لأكملهُ |
Ama hiç bir şey yapmadan oturamam ki. | Open Subtitles | لكني لم أستطع الجلوس فقط وعدم فعل أي شيئ |
Ama hiç bir şey yapmadan oturamam ki. | Open Subtitles | لكني لم أستطع الجلوس فقط وعدم فعل أي شيئ |
- Oh, ayrıca yeni titanyum protezim... yüzünden yere oturamam. | Open Subtitles | أوه ، وأنا لا أستطيع الجلوس على الأرض بسبب تركيب ورك التيتانيوم الجديد لي |
Boyd, sen etrafta koşuştururken burada boş, boş oturamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هكذا بينما أنت تصارع في الخارج |
Sen küçük güç gösterisi oyununu oynarken tüm gün bir köşede oturamam ben. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس طوال اليوم بينما انت تلعب بالسلطه |
Orada oturamam. Orası havalı çocukların masası. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هناك . هذه طاولة الأشخاص الرائعين |
Kapa çeneni tamam mı? Bütün gün burada oturamam dostum. | Open Subtitles | أيها السافل - لن أظل واقف هنا طوال اليوم يا رجل - |