ويكيبيديا

    "oturmasını" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يجلس
        
    • بالجلوس
        
    • يجلسوا
        
    Onun oturmasını mı bekleyeceksin yoksa masanın üzerine mi çıkacaksın? Open Subtitles هل ستظل تنتظره حتى يجلس أم ستقف على طاولة القهوة
    İki saatlik yolda çocuğum tek başına oturdu çocuğunuza çocuğumun yanına oturmasını söyleseydiniz daha iyi olabilirdi çünkü 13 yaşındaki oğlanlar korkunç. Open Subtitles إبني جلس وحده طوال الرحلة لمدة ساعتين لذلك ربما كان الوضع سيكون أكثر راحة لو طلبتِ من إبنك أن يجلس بجوار إبني
    Her gün çöp tenekesinin başında oturmasını mı istiyorsun? Open Subtitles هل تريد رؤيتهُ يجلس بجانب صندوق القمامة كل يوم؟
    Bariz bir şekilde ona oturmasını ve kımıldamamasını emrettiler. Open Subtitles أتعلم، من الواضح أنهم أمروها بالجلوس وعدم الحركة.
    Limuzinci heriflerin sandalyelere oturmasını istiyorum. Kanepeye değil. Anladın mı? Open Subtitles أريد هؤلاء الرجال أن يجلسوا هُنا، وليس على الأريكة، هل فهمت؟
    Ama o, oğlunu tahta oturtmak isterse ben de benimkinin oturmasını isterim. Open Subtitles ولكن أن أرادت أن يجلس أبنها على العرش بدلا من أولادى فأنا أود أولادى بدلا منها.
    Koca bir sürü. Ama karanlık yüzünden devam edemedik. oturmasını söyle. Open Subtitles قطيع كامل , بس الظلام منعنا من ان نواصل قل له ان يجلس
    Ya da eğer, birinin oturmasını istersen, eve birini davet... edecek olursan kullanırsın. Open Subtitles أو لو أردت أن يجلس صديق بجانبك إذا دعيت شخص يوماً ما
    Kızlarla oturmasını isteyen sendin değil mi? Open Subtitles أنت الذي لم يرده أن يجلس مع الفتيات ، صحيح؟
    Sizin yanınızda oturmasını sağlarım, sorun olmaz. Open Subtitles أعدك أن أجعله يجلس بجانبك مباشرةً، لامشكلة
    - Ona arabada oturmasını... Buyurun. Sizi görmek güzeldi. Open Subtitles انا فقط اخبرته ان يجلس سررت بلقائك , وداعاً
    Madem birinin oturmasını istemiyordum, kanepeye bırakmayacaktım o zaman. Open Subtitles لم يجب علي أن أتركها على الأريكة إذا لم أرغب بأحد أن يجلس عليها
    Eğer patronlarımızın yepyeni mobilyalarının üstünde oturmasını istemediysen, belki de onları iade etmeliydin, sana söylediğim gibi. Open Subtitles حسناً, إن لم تريدي أن يجلس رعاتنا علي أثاثكِ الفاخر الجديد ربما كان عليكِ إعادته
    Tanrı İngiltere tahtına Katolik bir kralın oturmasını ister. Open Subtitles فاليلعن الرب ذلك الملك الكاثوليكي الذي يجلس على العرش الأنجليزي.
    Sanırım ben halâ bazen, yanına birisinin oturmasını dileyen o on yaşındaki üzgün kızım. Open Subtitles أعتقد أني ما زلت تلك الفتاة الحزينة ذات العشر أعوام في بعض الأحيان،أتمنى شحصا يريد أن يجلس بجانبي
    - Onu temizleyip iyodin bulana kadar orada oturmasını söyledim. Open Subtitles نظفته وطلبت منه أنْ يجلس هناك -حتى أعثر على اليود
    Tanrı İngiltere tahtına Katolik bir kralın oturmasını ister. Open Subtitles الرب يأمر أن يجلس ملك كاثوليكي على العرش الإنجليزي
    Tanrı İngiltere tahtına Katolik bir kralın oturmasını ister. Open Subtitles فاليلعن الرب ذلك الملك الكاثوليكي الذي يجلس على العرش الأنجليزي.
    Ama bir büyücü ona hiç eşiti gibi davranıp oturmasını istememişti. Open Subtitles ولكنى لم يأمرنى ساحر من قبل بالجلوس مثلى.. مثله
    Dostlar, herkesin oturmasını rica ediyorum. Open Subtitles أيها الأصدقاء، أيها الأصدقاء هلا تتفضّلون بالجلوس جميعاً الآن؟
    Limuzinci heriflerin sandalyelere oturmasını istiyorum. Kanepeye değil. Anladın mı? Open Subtitles أريد هؤلاء الرجال أن يجلسوا هُنا، وليس على الأريكة، هل فهمت؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد