1. Dünya Savasinda, ingiltere'de oy kullanma hakkina sahip olmayan adamlar öldü. | Open Subtitles | مات رجال في الحرب العالمية الأولى من أجل بريطانيا، دون أن يكون لهم حق الاقتراع |
Susan B Anthony adında bir kadın oy kullanma hakkı için mücadele etti ve 1920 yılında başarıya ulaştı. | Open Subtitles | نادوا من أجل حق الاقتراع وقد نجحوا أخيراً في عام 1920 |
O zaman bile oy kullanma hakkı sadece beyaz kadınlarla sınırlıydı. | TED | وحتى ذلك الحين، مُنح حق التصويت بشكلٍ أساسي للنساء البيض فحسب. |
oy kullanma hakkı ve eyaletinizde gördükleri muamele tarzı için protesto ediyorlar. | Open Subtitles | هم يتظاهرون من أجل حق التصويت والطريقة التي يُعَاملون بها في ولايتك. |
Tamamen beyazlar çünkü oy kullanma kaydınız yoksa yargıç olamazsınız. | Open Subtitles | جميعهم من البيض لأنك لا تستطيع الخدمة في هيئة المحلفين مالم تكن مسجلًا للتصويت. |
oy kullanma hakkımı geri alsam bile, utancım devam edecek. | Open Subtitles | خِزيّ سيستمر حتى بعد أن أسترجع حقوقي للتصويت. |
Siyahilerin oy kullanma arayışlarının onlarca yıldır süren reddi ve inkarı azaltacak federal protokol istiyoruz. | Open Subtitles | ونريد بروتوكولا فيدراليًا يقضي على الرفض المستمر منذ عقد والمنع غير القانوني للسود الراغبين في الاقتراع. |
Eyalet çapında tüm oy kullanma merkezleri kapatılacak ve merkezi saatle saat 20.30'da ve 21.30'da... | Open Subtitles | يتم إقفال مراكز الاقتراع في أرجاء الولاية كلها و أي شخص لا يكون في منزله بحلول الـ8: 30 أو الـ9: |
oy kullanma merkezleri ve askerler Başkan'ın fikriydi. | Open Subtitles | مراكز الاقتراع والقيادة كانت فكرة الرئيس |
birçok oy kullanma noktamızı kapatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كنت مجبراً على إغلاق عدد من مراكز الاقتراع لدينا |
Biz, aşağıdaki ifadeyi eklemelerini önerdik: "Biri sizi arayarak oy kullanma deneyiminizi sorabilir." | TED | اقترحنا إضافة العبارة التالية: "قد يتصل بكم شخصٌ ما للحصول على معلومات حول تجربتكم في مراكز الاقتراع." |
"oy kullanma merkezleri" oluşturmaya teşvik ediyorum ki halk kendini güvende hissedip oy kullanmaya gitsin. | Open Subtitles | وابتكار "مراكز الاقتراع" المزعومة حتي يشعر الناس بالأمان ويقصدونها للتصويت |
Bütün bunları oy kullanma hakkından mahrumken yaptı. | TED | فعلت كل ذلك رغم أنها كانت محرومة من التصويت آنذاك؛ |
Chicago'da Siyah kadınların oy kullanma hakkı organizasyonunun kurulmasına öncülük eden Wells oy kullanma savaşında önemliydi. | TED | كانت ويلز طرفًا فعالًا في الكفاح من أجل شمولية التصويت وبدء منظمة حق اقتراع النساء السود في شيكاغو. |
Ve burada karmaşık bir şifreleme var. Ancak bu formlarla oy kullanma işlemi hiç de karmaşık değil. | TED | وهناك تشفير غاية في التعقيد يجري هناك، لكن الشئ السهل هو التصويت عبر أحد هذه الأوراق. |
Daha sonra oy kullanma hakkını kazanmışlar, ki bu iyi birşey. Ama kulağa korkunç geliyor. | Open Subtitles | ثم كان هناك التصويت, الذي كان جيدا و لكنه يبدو بشعا ً |
Siyahilerin hiçbir engel olmadan oy kullanma hakkını garanti eden federal yasalar istiyoruz. | Open Subtitles | نريد تشريعًا فدراليًا يمنح الزنوج حق التصويت غير المقيد. |
oy kullanma zamanı gelince herkes gibi sıraya girdim. | Open Subtitles | ... حينما حان الوقت للتصويت وقفت في الصف كجميع الطلاب |
İstedikleri gibi oy kullanma hakkına sahipler. | Open Subtitles | -إنهم مؤهلون بشكل مثالي للتصويت كما يشاؤون |
...belli bir noktaya kadar özgürlüğün iyi göründüğünü biliyorlar ve özgürlük hilesi bu insanlara her yıl bir oy kullanma günü veriyor bu şekilde onlar manasız bir seçim yanılgısına kapılıyorlar. | Open Subtitles | هم يرون بأن كمية معينة من الحرية لن تضر -وهم الحرية - يعطي هؤلاء الناس يوماً واحداً للتصويت كل عام |
Yasal oy kullanma yaşı 20'dir ve bunu değiştirmeye dair bir önerge yoktur. | Open Subtitles | سن الإقتراع هو فوق العشرين ولا توجد . مطالبات بتغييره |