ويكيبيديا

    "oynarken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يلعب
        
    • تلعب
        
    • ألعب
        
    • لعب
        
    • نلعب
        
    • اللعب
        
    • العب
        
    • لعبت
        
    • تلعبين
        
    • بلعب
        
    • تلعبون
        
    • لعبنا
        
    • باللعب
        
    • لعبك
        
    • يلعبان
        
    Happy Gilmore'u, turnuvaların ilk gününden beri hiç böyle kötü oynarken görmemiştim. Open Subtitles اننا لم نر جلمور يلعب بهذا السوء منذ اول يوم لانضمامة للرابطة.
    Oğlu plajda oynarken çok da uzak olmayan bir mesafede öldü. Open Subtitles ماتت في مكان قريب من هنا على الشاطئ بينما ابنها يلعب
    Sen burada aşağıda "Waldo nerede?" oynarken kafanın üstünde ilginç şeyler oluyor. Open Subtitles أشياء كثير مهمة تحدث بينما أنت هنا تلعب لعبة البحث عن والدو
    Yerken kirlisin, oynarken de kirlisin, öyle boş boş durman bile kirli. Open Subtitles انت فوضوي عندما تأكل فوضوي عندما تلعب وفوضوي عندما فقط لاتفعل شيئا
    Golf oynarken kramponum takıldı. Biraz ağrıdı, ama oynamaya devam ettim. Open Subtitles كنت ألعب الجولف و انحشر نعلي تألمت قليلاً لكنني استمريت باللعب
    Bununla oynarken -- bu oyuncak felsefi sorular sormanıza yol açacak. TED عند لعب هذه اللعبة، سوف يطرح لك أسئلة فلسفية.
    İşten çıktığında yada kart oynarken... bir iki bira sadece. Open Subtitles بعض البيرة بعد العمل أو عندما نلعب لعبة الصور.. البكشنري
    Arkadaşlarıyla saatlerce oynarken harikulade hikayeler anlatır, evinin etrafındaki kırsal kayalıklarda aşağı yukarı koşuşturur. TED يروي حكايات عجيبة حول اللعب لساعات مع أصدقائه وتسلق الصخور الجميلة صعودًا ونزولاً والمنتشرة حول منزله في الريف.
    Çocuklar evcilik, yada hırsız polis oynarken, üzerinde anlaştıkları bir senaryoyu takip ederler. TED عندما يلعب الأطفال لعبة حفلة الشاي، أو لعبة السارقين ورجال الشرطة، فهم يتبعون سيناريو موافق عليه.
    Çocuklar Pong oynarken oluşan göz hareketlerini takip ediyoruz. TED و بينما يلعب الطفل , نلاحق الأماكن التي ينظر إليها
    Her kim kumar oynarken ya da parasına oynarken yakalanırsa bir kuyuya atılacak ve bir daha oradan çıkarılmayacaktır. Open Subtitles اى شخص يتم الأمساك به وهو يقامر او يلعب بالمال سيتم القاءه خارجا ولن يدخل ثانية
    Yüzüğümle oynarken bana babasıyla birbirimize nasıl âşık olduğumuzu sorsun istiyorum. Open Subtitles اود انها تلعب بخاتمي وتسألني كيف وقعنا في الحب انا وابيها
    Eskiden, o da oyunu oynarken paylaştığımız bir şey var gibi hissediyordum. Open Subtitles في ذلك الوقت عندما كانت تلعب لعبة شعرت كان لدينا شيء مشترك.
    Bu ani tepkiyi başka bir bağlamda düşünmeni isterdim eğer kızını sudoku oynarken bulmuş olsaydın ya da oğlunu shakespeare okurken bulsaydın. TED أريدكم أن تضعوا ردة فعلكم هذه في ماذا كنتم ستفعلون لو رأيتم طفلتكم تلعب السودوكو أو ولدكم يقرأ لشكسبير؟
    Ben erkekler takımında oynarken kendisine göre bir takım olmadığı için sürekli ağlardı. Open Subtitles عندما كنت ألعب في فريق الرجال كانت تنتحب بسبب عدم وجود فريق للفتيات
    Ben aşağıda kağıt oynarken sessiz duracağınıza söz verirseniz, hepsi sizindir. Anlaştık mı? Open Subtitles إن وعدتوني أن تصمتوا و أنا ألعب الكوتشينة بالأسفل سأعطيه لكم كله، اتفقنا؟
    Her zaman bu merenge patlaması, inşaat alanlarında sosyalleşen komşular ve domino oynarken canlandırılan sohbetler vardı. TED وصوت موسيقى الميرينغي يصدح, يتبادل الجيران الحديث على شٌرفات المنازل وتنشطُ المحادثات مع لعب الدومينو.
    Yani videolarda, oyunu oynuyor oynarken kaydediyor ne yapacağını ve bunu nasıl yapacağını açıklıyor. TED وبالتالي، ما قام به هو لعب هذه اللعبة، وسجلها، وهو يفسر ما الذي يقوم به، ولماذا.
    Hatta, işte oyun oynarken görüldüğümüz zaman suçlu hissediyoruz. TED حتى إننا نشعر بالذنب إذا شوهدنا نلعب أثناء العمل.
    Onunla oynarken neler öğreneceğini kestiremezsiniz. Bilirsiniz işte, kendi istedikleri gibi ateşle oynamalarına izin verin. TED انتم لا تتصورون مدى ما يمكنهم تعلمه من اللعب بها تعلمون دعوهم يتسلون وفق شروطهم وثقوا بي
    Lanet olsun! Geçen hafta çember oynarken bir yerim çıkmış olmalı. Open Subtitles اللعنة ، لابد أنني سحبتُ شيئاً بينما كنت العب الاسبوع الماضي
    Bilardo oynarken ıstakanın kolay kayması için, tebeşirlemiştin. Open Subtitles وضعت طباشيراً هناك عندما لعبت بيليارود ، لتخفيف توترك
    Basket oynarken seni izlemeye gelebilir miyim? Open Subtitles ماذا تقولين لو جئت ورأيتك تلعبين في وقت ما
    Farklı bir ırktan biriyle dama oynarken yakalandığınızda hapse gidebilirdiniz. TED قد تتعرض للسجن إذا تم الإمساك بك متلبساً بلعب الشطرنج مع شخص من عِرق مختلف.
    ޞimdiyse, sizi gerçek hayatta hastaca bir flört oyunu oynarken buluyorum. Open Subtitles و الان عرفت بأنكم تلعبون لعبة سيئة، المواعدة في الحياة الواقعية؟
    Çocukluğumuzda burada oynarken sessiz olmamız gerekiyordu. Open Subtitles و عندما كنت طفلاً كان علينا ألا نحدث ضوضاء اذا لعبنا بالقرب من هنا
    Öyleyse, sen profesörlük oynarken Zehir'i bulmak bize mi kalıyor? Open Subtitles إذاً , أثناء لعبك دور الأستاذ ستكون مهمتنا إيجاد فانم؟
    Birisi, siyah ve beyaz insanı kasaba meydanında dama oynarken görmüş olmalı. TED من المؤكد أن أحد الأشخاص شاهد رجلًا أسودًا وآخر أبيضًا يلعبان الشطرنج مع شخص في إحدى ساحات المدينة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد