Hemen bu yeni araçla bir şeyler yapmaya başladım ve bu süreçte bir şey fark ettik: Sanal gerçeklik, araç tarihinde inanılmaz önemli bir rol oynayacak. | TED | بدأت سريعاً في صناعة أشياء جديدة في ذلك الوسط الجديد، وخلال ذلك تبين لنا شئ ما: أن الواقع الإفتراضي سيلعب دوراً هاماً في تاريخ كل الوسائط. |
Bizimle oynayacak mısın ? | Open Subtitles | هل ستلعب معنا بجد ؟ هل تسمي هذا منافسة ؟ |
Daphne, tekrar Mustanglar için oynayacak olman çok iyi olmuş | Open Subtitles | دافني، من الجيد رؤيتك تعودين مجددا للعب مع فرق المستانقز. |
Bu soruna bir çözüm buldu: Binlerce kez bilgisayarıyla dama oynayacak ve böylece bilgisayara damayı öğrenecekti. | TED | لذا فقد جاء بفكرة: جعل الحاسوب يلعب ضد نفسه آلاف المرات ويتعلم كيفية لعب الشطرنج |
Şimdi... Pauline, Alice rolünü oynayacak. Ve Winifred ise yedek oyuncu olacak. | Open Subtitles | الآن ، بولين سوف تلعب دور أليس و وينفريد ستكون البديل الجاهز |
Uzun süreli oyun oynayacak birini arıyorsan eğer buraya, yanımıza gel dostum. | Open Subtitles | لكن إن كنت تبحث عن شخص لتلعب معه اللعبة الطويلة تعال هنا |
Bu çok üzücü. Saklanmış bunca oyuncak var, oynayacak kimse yok. | Open Subtitles | أمر مخزٍ, كل هذه الألعاب تُخزن بعيدا, لا أحد ليلعب بها. |
Gogo'ya senden bahsetmeyeceğim. Adamla kağıt oynayacak. | Open Subtitles | انا لست مضطرة لأخبر جوجو اى شئ عنك جوجو سيلعب الكارت معه |
Sucumuz, Bobby Boucher, Bizimle oynayacak. | Open Subtitles | بوبي باوتشر،الذي كان يسقينا الماء سيلعب في خط الجانب معنا لدينا إعلان |
Beni desteklemeseniz de Kachra oynayacak. | Open Subtitles | سواء كنتم معي ام لا كاشرا سيلعب في الفريق |
Bizimle oynayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستلعب معنا بجد ؟ هل تسمي هذا منافسة ؟ |
Ve bu sevgili yıldız adayımız Dolores Fuller Janet Lawton'u oynayacak. | Open Subtitles | وهذ النجمة الرائعة دلوريس فولير التي ستلعب دور جانيت لوتون |
O da bana baktı ve "Benimle oynayacak mısın" bakışını attı. | Open Subtitles | مثل .لاتفعل ثم نظر الى ونظر لى تلك النظره التى تقول هل ستلعب معى ام لا |
Oyun oynayacak zamanım yok. Sadece ne demek istediğini söyle. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للعب أخبرني ماذا تحاول أن تقول فحسب |
Ancak burada sizinle konuşmamın nedeni, sadece çocuklara oynayacak güvenli bir yer sunmam değil. | TED | لكن سبب حديثي إليكم اليوم، ليس فقط لأنني أعطيت الأطفال مكانًا آمنًا للعب. |
Tura ile başlanıyor ve ilk önce bilgisayar oynayacak. | TED | تبدأ بإظهار صور العملة المعدنية، والحاسوب سوف يلعب أولًا. |
Ya da belediye başkanıyla golf oynayacak diye mi? Arkasında sadece bunlar var. | Open Subtitles | أو يلعب الجولف مع رئيس البلديه او أى شىء آخر سوف يصبحه بعد ذلك |
Evet, ama çıkarı ne? Tekrar kurban kartını mı oynayacak? | Open Subtitles | نعم ومن الناحية الآخرى عليها أن تلعب دور الضحية مجددًا؟ |
Rolü oynayacak yaşta görünen biri? | Open Subtitles | شخص ما تكون متطابقه من جهه وكذلك لتلعب الدور؟ |
Sadece senin babafingoyla oynayacak birini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا فقط احاول ان اجد لك شخصا ليلعب بمؤخرتك |
Kibritlerle oynayacak, elimizde makaslarla koşacak, | Open Subtitles | نحن سنلعب فقط بأعواد الثقاب ونجري ومعنا المقصات |
Alice Detroit'le görüşmeliyim. Oyunumda baş rolde oynayacak. | Open Subtitles | عندي إجتماع مع أليس ديترويت سوف تقوم بدور البطولة في مسرحيتي. |
Öyle düşünüyordum ve Kurt, Dr. Frank-N-Furter rolünü oynayacak. | Open Subtitles | أنني سألعب دور مخنث بكعب عالي وشباك صيد و أضع أحمر شفاه |
O kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak. | Open Subtitles | سأحصل على الكثير من المال لدرجة أن أحفادي سيلعبون اللاكروس |
Bu dünyada oynayacak bir tekerleği bile olmayan çocuklar var. | Open Subtitles | هناك أطفال في العالم لديهم أقل من إطار ليلعبوا به |
Burada seninle oynayacak başka çocuklar olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذر لأننا لا نملك أطفالاً آخرين كي تلعبي معهم |
Öyleyse neden bir adam acil durum servisine gelip de burada Rahibe Teresa'cılık oynayacak kadar aptal olur? | Open Subtitles | إذن لماذا هو أحمق لدرجة أنه يتجول بغرفة الطوارئ ويلعب دور الأم تيريزا؟ |
Moloch'un onun için planladığı rolü oynayacak, ve bunu kendi isteğiyle yapacak. | Open Subtitles | ستقوم بلعب الدور الذي قام بأختياره لها و ستقوم بذلك بمحض إرادتها |