Gazetecilik oynayarak yaşamaya devam etmekse niyetin bir daha asla çıkma karşıma. | Open Subtitles | ان اردتي الاستمرار بالعيش و لعب دور الصحفية لا تظهري ابدا امامي |
Edward Teach, amansız zalim rolünü oynayarak kendini Karasakal olarak yeniden dizayn etmişti. | TED | لذا أعاد إدوارد تيتش تصميم شخصه ليصبح بلاك بيرد من خلال لعب دور الغاشم الذي لا يرحم. |
Satranç ustası... bir çeşit matematik dahisi, bunu da poker oynayarak kanıtlamayı seviyor. | Open Subtitles | موهوب في الشطرنج. عبقري في الرياضيات و يحب أن ثبت ذلك بلعب البوكر. |
Bu bir Oyun Teorisi dersi olduğuna göre bir oyun oynayarak başlayabiliriz? | Open Subtitles | بما أنّ هذا صف لنظريّة الإستراتيجيّة المُثلى، فكّرتُ أن نبدأ بلعب لعبة. |
Ajan Harriet gibi büyük oynayarak kendimi bok çukuruna düşürmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أخرب الأشياء على نفسي باللعب بمخاطر عاليه كجاسوسه |
19 yaşında bir oğlanla sıkıştır ve mıncıkla... oynayarak ne yapıyormuş? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بالقيام بلعبة الضغط والسحق مع فتى في الـ 19 من عمره؟ |
Vaktimizi ablası Alexia ile saatlerce yakalamaca oynayarak geçiriyorduk ve "Seni yakaladım!" dediğimizde, | TED | كنا نمضي ساعات في لعب الغميضة مع اخته اليكسيا، وعندما كنت أقول"أمسكت بك!" |
- Benim. Raymond. Neden vaktini biraz iskambil oynayarak geçirmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تمرر الوقت يا ريموند فى لعب قليلاً من السوليتير |
Boş zamanlarımı sahilde arkadaşlarımla voleybol oynayarak... | Open Subtitles | أقضى أيامى على الشاطىء مع أصدقائى فى لعب الكره الطائره |
Kimse basketbol oynayarak yılda yarım milyon dolar kazanamaz. | Open Subtitles | لا أحد يكسب نصف مليون دولار من لعب كرة السله فى موسم واحد |
Bu ay sadece bir gün iznim vardı, onu da liseli çocuklarla hokey oynayarak geçirdim. | Open Subtitles | .. لديّ يوم أجازة في هذا الشهر وقضيته في لعب الهوكي في ساحة التزلّج مع طلاب المدرسة الثانوية لابدّ أن هذا مُمتع |
Hepimiz oyuncaklarla oynayarak eğlenebiliriz ve bundan utanmamalıyız. Suçu bana atabilirsiniz, sorun değil. | TED | جميعنا يمكنه الاستمتاع بلعب الألعاب، ولا ينبغي أن نكون محرجين من ذلك. |
"Neden vaktini biraz iskambil oynayarak geçirmiyorsun?" | Open Subtitles | لماذا لا تمرر الوقت بلعب قليل من السوليتير |
Neden vaktini biraz iskambil oynayarak geçirmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا نمرر الوقت بلعب قليل من السوليتير؟ |
Ben lobide top oynayarak onu deli ederdim. | Open Subtitles | اعتدت أن أقوده للجنون بلعب الكرة في بهو الفندق |
Şirket içi bilgi ticareti mi? Kurallara göre oynayarak milyarlar kazanamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك تصريف الملايين باللعب بالقوانين ملازم |
Zamanımızı oyun oynayarak, resim çizerek ya da laflayarak geçirmemize ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بأن نقضي الوقت بالقيام باللعب و الرسم و الكلام؟ |
İşe poker oynayarak başladı. Şimdi at yetiştiriciliği yapıyor. | Open Subtitles | بدأت بلعبة البوكر، والآن لديه خيول السباق الخاصة به |
Sizinle oyun oynayarak harcadığım her dakika beni şu işten uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | وكل دقيقة أقضيها في اللعب معك تأخذني بعيداً عن هذا العمل |
Tüm vaktim dışarda İnuitlerle oyun oynayarak geçiyordu. | TED | وكنت أقضي معظم وقتي في الفناء مع اهل الاسكيمو .. ألعب معهم |
Bu yüzden bu oyunu oynayarak farklı türlerde çözümler deneyen insanlara ve çözümlere ihtiyacımız var. | TED | لذلك فنحن بحاجة إلى الحلول وهؤلاء الناس يلعبون اللعبة، فهم يجربون أنواعًا مختلفة من الحلول. |
Yaşlı, dökülen, duvarlı şehirlerin, ufak, küçücük otellerinde kaldık ve çatıya çıkıo, Vinho Verde içtik ve güneşin batışını dama oynayarak izledik. | TED | أقمنا في مدينة مسورة قديمة متداعية في فندق صغير وكان علينا التسلق الى العلية لنشرب فينهو فيردي ومشاهدة غروب الشمس ولعب الداما |
İyiyi oynayarak köpek balığından kurtulamazsın yüzüne vurarak kurtulursun. | Open Subtitles | حسنا, انت لا تجعل القرش يتراجع و يلعب بلطف بل بضربه على وجهه |
Ateşle oynayarak hava girişi, yanma ve yanık gaz gibi ateş hakkındaki temel prensipleri öğreniyorlar. | TED | من خلال اللعب بها يتعلمون بعض المبادئ الأساسية النار كالاستنشاق والاحتراق و العادم |