Belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. | TED | ليس له أي هدف محدد, و هذا هو الأمر الرائع في اللعب. |
Ve bence, yetişkinler olarak, oyun oynamanın iyi ya da kötü bir şekli olmadığını öğrenmeliyiz. Çok teşekkürler | TED | وأظن أننا كراشدين نحتاج أن نتعلم أنه لا يوجد طريقة صحيحة أو خاطئة في اللعب. شكرا جزيلا لكم. |
Risk altındaki nüfuslara ilişkin diğer çalışmalar da beni oyun oynamanın önemine karşı duyarlılaştırdı, ancak bu önemin ne olduğunu tam olarak anlayamıyordum. | TED | و في درسات أخرى عن سكان عرضة للخطر تنبهت إلى أهمية اللعب, لكنني لم أفهم حقا ماذا كان ذلك. |
O, oyun oynamanın duygusunu yakalamak istiyordu. Bu yüzden, oyuncuların önüne onlar oyun oynuyorken kamera kurdu. | TED | أراد إلتقاط المشاعر أثناء ممارسة الألعاب. وهكذا ، وضع كاميرا أمام اللاعبين، أثناء اللعب. |
Güzel Gordon, ama herkes yorgun. oyun oynamanın yararı olmaz. | Open Subtitles | هذا جيد، ولكني متعب ولا اظن ان الألعاب ستفيدنا |
Doğal programlanmaya göre oyun oynamanın tersi çalışmak değil, depresyon. | TED | و الآن فإن البرناج يقول أن العمل ليس هو معكوس اللعب, إنه الاكتئاب. |
Sizce de oyun oynamanın zamanı geçmedi mi? | Open Subtitles | الا ترى ان وقت اللعب بالقوانين قد انتهى؟ |
Savaş yüzünden oyun oynamanın zevkini tadamadın. | Open Subtitles | لأنه بسبب الحرب لم تحصلي على مُتعة اللعب |
Bodrumda durmaksızın oyun oynamanın karşılığını vermesi gerek. | Open Subtitles | ساعات اللعب تلك في قبّوك على وشك أن تُؤتي أكلها |
oyun oynamanın tersi depresyondur. Evet, depresyon. | TED | نقيض اللعب هو الاكتئاب ، هو الاكتئاب. |
Ve biliyoruz ki birlikte oyun oynamanın aile ilişlkilerine | TED | حسناً، نحن نعلم أن اللعب معاً له |
Biliyorsunuz, böyle anlar çok nadirdir ama böyle bir pozisyonda çalıştığınızda, gerçekten elde ettiğinizde ve fırsat bulduğunuzda, ciddi oyun oynamanın tam zamanıdır. | TED | وأعتقد أنكم تعلمون عندما تمنحون هذا المنصب وهذا أمر نادر، لكن عندما تحصلون عليه وتكون لديكم الفرصة فإنها لحظة اللعب الجاد |
Pekâlâ, Stinky Pete, oyun oynamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmenin vakti geldi. | Open Subtitles | حسنا ايها الحفر النتن... حان الوقت لتفهم معنى كلمة وقت اللعب |
Bunlar oyun oynamanın getirileri. | TED | هذه هي فوائد اللعب. |
oyun oynamanın tersi çalışmak değildir. | TED | نقيض اللعب ليس العمل. |
oyun oynamanın zaman kaybı olduğu fikri, bundan pişman olacağımız fikri o kadar yaygın ki bunu her gittiğim yerde duyuyorum. | TED | هذه الفكرة منتشرة جداً - أن الألعاب هي مضيعة للوقت والذي سنندم عليه - وهذا ماسمعته حرفياً أينما ذهبت. |
Ve ikinci şey güven oyun oynamanın ve ödüllendirme yapısının insanları nasıl daha cesur, risk almaya daha istekli zorlukları aşmaya daha istekli, daha zor yılan yaptığını görebileceğiz. | TED | و الشيء الثاني هو الثقة, و يمكننا أن نرى كم أن ممارسة الألعاب و بنية المكافئة تجعل الأشخاص أكثر شجاعة و أكثر استعداداً لتحمل المخاطر, و أكثر استعداداً لتحمل المصاعب, و ثنيهم عن أمر ما أكثر صعوبة . |
oyun oynamanın geleceğinin. | Open Subtitles | مستقبل الألعاب. |