Kony'nin oyundaki yerini değiştirecek olan ulaşmamız gereken 12 politikacının kimler olacağını bulduk. | Open Subtitles | لقد قمنا بتحديد 12 من صناع القرار الذين يستطيعون تغيير اللعبة بخصوص كوني |
Ama aynı zamanda oyundaki her şeyi de baltalamaya çalışıyorlar. | TED | لكنهم يحاولون أيضا تقليل أهمية كل شيء في اللعبة. |
Böylece Kelly oyundaki ilk müttefikim oldu. Ardından kocam Kiyash bize katıldı ve birlikte kötü adamları tespit edip onlarla savaştık. | TED | وأصبحت هي حليفي الأول في اللعبة تلاها زوجي كياش وقمنا معاً بتحديد الأشرار ومحاربتهم |
Tüm bu oyundaki tek gerçek tehlike aslında ona aşık olman. | Open Subtitles | الخطر الحقيقي الوحيد في هذه المسرحية هو أن تقع في حُبها |
Cuma günü oyundaki kızlarla benim evimde bir akşam yemeği veriyoruz. | Open Subtitles | ففتيات المسرحية سوف سوف يقمن حفلة عشاء في منزلي يوم الجمعة.. |
Bütün oyundaki en iyi kart bu olmalı. | Open Subtitles | ستكون هذه افضل بطاقه فى اللعبه كلها |
Bu oyundaki herkes kendi kararlarını vermek zorunda. | Open Subtitles | الجميع فى هذه اللعبة يمكنهم اتخاذ القرار الصائب |
Ben değildim. oyundaki karakterimdi. | Open Subtitles | .لم يكن هذا أنا، كانت شخصيتي داخل اللعبة |
Ama oyundaki her şey öyle gerçekçi ki, cidden yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | ...لكنّ كل شيء في اللعبة .واقعي للغاية، لا أعتقد أني سأفعلها |
oyundaki aksanım öyle kabaydı ki, kendimi zar zor anlayabildim. | Open Subtitles | .أتعلم، لهجتي في اللعبة كانت جد خشنة، بالكاد كنت أفهم ما أقوله |
Bu oyundaki son atış mı olacak? | Open Subtitles | هل ستكون هذه الرمية الأخيرة لهذه اللعبة ؟ |
Pekala oyundaki bütün silahları ele geçirdim. | Open Subtitles | حسنا لدي كل الاسلحة في اللعبة لدي كل لحياة.. |
Bu oyundaki her detayda, O'nun gerçek yaşamı temel alınmış. | Open Subtitles | و بشكل حقيقي يا شباب إن كل تفصيل في هذه اللعبة مبني على حياتها الحقيقية |
O kadar ki oyundaki küçük adamı kendi dünyasını yaratmış. | Open Subtitles | حتى أن شبيهه في اللعبة قد إستحدث حياة ثانية خاصة به |
Frank'e göre bu oyundaki tek önemli şey para. | Open Subtitles | فرانك يقول .. ان الشيء المهم في هذه اللعبة هو المال |
oyundaki en büyük, en kötü Avcı, o kadar da iyi değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّ القتلة في اللعبة لا يرونه بهذا القدر, صحيح؟ |
oyundaki en büyük, en kötü Avcı, o kadar da iyi değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّ القتلة في اللعبة لا يرونه بهذا القدر, صحيح؟ |
Bak, bu çocuğu sokakta buldum. Onu oyundaki en baba mikser yapıyorum ve o da gidip Caden'la mı kaçıyor? | Open Subtitles | أنظري، لقد وجدت ذلك الصبيّ ملقى في الشّارع و جعلت منه أفضل موسيقار في اللعبة |
Bu kibrit kutusunu gördüğümde oyundaki rolümü öğrenir öğrenmez neden bunun da oyunda olduğunu merak ederim. | Open Subtitles | بمجرد ما أتعلم دوري في هذه المسرحية. ثم أرى علبة ثقاب. أتساءل لماذا ليست هي في المسرحية أيضًا. |
Bebeğim, demek istediğim, oyundaki tek kişi sendin. | Open Subtitles | انا اعني ذلك حبيبتي لقد كنت الشخص الوحيد في تلك المسرحية |
Bu oyundaki karakterler duyguların şiddetiyle içten içe yanıyorlar. | Open Subtitles | الشخصية في المسرحية تعاني كبت عواصف من العاطفة. |
Öyle yaparsak oyundaki tüm ilerlememizi kaybederiz. | Open Subtitles | لو فعلنا هذا سنفقد كل تقدمنا فى اللعبه |
Küçük hoş bir çevrimiçi oyundaki açığı farkedip hızla kazandı. | Open Subtitles | وللأسف وقع في مشكلة بسيطة أثناء اللعب على النت |