Bu dayanıklı araçlar, demirden ya da çelikten yapılmamıştı fakat beklenmedik biçimde yumuşak olan bir şeyden yapılmıştı: pamuktan. | TED | لم تُصنع هذه الهياكل القاسية من الحديد أو الفولاذ، إنما وعلى نحوٍ غير متوقع صُنعت من مادةٍ لينة: القطن. |
Bunlar doğal pamuktan yapılmadır, ve kauçuk da kauçuk ağacından. | TED | هذه الفقاعات مصنوعة من القطن الطبيعي والمطاط من أشجار المطاط الطبيعي. |
pamuktan kazanacağım para ödemenin büyük kısmını karşılar. | Open Subtitles | لو أعطيتكَ ما سأجني من القطن فسيغطي معظم الدفعة |
Zimbabve'de elle toplanmış, dokuma tezgahında dokunmuş organik pamuktan yapılmış. Sonrasında elle 24 kez çivit mavisine daldırılmış. | TED | انه مصنوع من قطن عضوي مقطوف يدويا من زيمبابوي تم غزله ونسجه ثم صبغ بالغمس يدويا في الصبغ الأزرق النيلي الطبيعي 24 مرة |
Bu yalnız apaçi cesur, silahsız pamuktan bir şort, peştamal ve Kızılderili çarığı ile çölün dışındaydı. | Open Subtitles | من الصحراء جاء هذا الاباتشي الشجاع اعزل يرتدي قميصا قطني ومئزر |
Tütün taneleri, Crown Victoria marka arabasının döşemesinden lifler... patlamış mısır, çikolata, birçok yün ve pamuktan oluşan iplikler vardı. | Open Subtitles | هناك رقائق من التبغ وألياف تنجيد من كراون فيكتوريا فشار, شوكولا وبعض من الصوف وخيوط قطنية |
Kadınların her ayın belli bir bölümünde pamuktan fareyi kovalamak zorunda kaldığı zamanı tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أتمنى أن أناقش وقت الشهر الذي تطارد فيه السيدات فئران القطن. |
Kurban pamuktan giysiler giyiyordu ve kemeri, ayakkabıları hatta aracın içi tamamen sentetikti. | Open Subtitles | كانت مصنوعه من القطن, و حزامه , حذائه و جميع الاجزاء الداخليه للسياره, كانوا جميعا من مواد اصطناعيه. |
Bu giysiler organik pamuktan yapılma. Derimizden bir farkı yok yani. | Open Subtitles | حسنا، هذه الملابس هي القطن العضوي، لذلك هم لا يختلف عن بشرتنا. |
Son derece yumuşak ve emici pamuktan üretildiği besbelli. | Open Subtitles | واضح أنها من القطن الناعم جدا الشديد الامتصاص |
Baş kadın oyuncular için kurşun adamlar pamuktan değildir. | Open Subtitles | الرجل القيادي لا يستخدم القطن في بريما دوناس |
Sonra kendi kendime düşündüm, beyaz bir madde, pamuktan yapılmış-- aman Tanrım, adam kuruş değerinde bir hammadde kullanarak ürünü sterlinlerle, dolarla satıyor. | TED | بعدها فكرت وقلت لنفسي انها ماده بيضاء مصنوعه من القطن. يالهي هذا الرجل فقط يستخدم مايساوي قيمة البنس من المواد الخام بينما في الداخل يبيعونها بالعديد من الجنيهات والدولارات. |
Paketlenip satılmak. Bir balya pamuktan farkı yok. | Open Subtitles | مقيد ، لا فرق يذكر عن بالة القطن |
Her neyse, bu iplikler oldukça dayanıklı, yoğun bir pamuktan oluşuyorlar. | Open Subtitles | على أي حال, هذه الألياف من قطن المرتفعات ذو تماسك عالي جداً |
Bu tişörtler yüzde yüz pamuktan yapılmış. | Open Subtitles | هذه القمصان قطن بنسبة مائة بالمائة. |
Görünüşe göre Afrika'dan pamuktan fazlasını | Open Subtitles | يبدو أنهم يستوردون أكثر من مجرد قطن |
Hava alabilmeleri için yalnızca ön panel pamuktan! | Open Subtitles | يقناع قطني قابل للتنفس الملك لي |
yüzde 100 pamuktan kağıt. | Open Subtitles | %ورق قطني 100. |
Maine'deki mendil %100 pamuktan yapılmış. | Open Subtitles | %منديل (مين) مصنوع من ألياف قطنية 100 |
Tüm gece boyunca pamuktan döndüm... pamuktan döndüm.... | Open Subtitles | "حسنا أنا قد نسجت غزل" "نسجت غزل" |
Tüm gece pamuktan dönüştüm. | Open Subtitles | "طوال الليل وأنا أنسج غزلك" |