Ama paniklemeye gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك داعٍ للذعر. |
Tamam, paniklemeye ayıracak vakit yok. | Open Subtitles | حسناً , لا وقت للذعر |
Ne kadar çabuk paniklemeye başlarsan buradan o kadar çabuk giderim. | Open Subtitles | أسرع ما بدأت بالهلع أسرع ما خرحت من هنا |
Nobendu gelip paniklemeye başladığını söylemedi mi? | Open Subtitles | كلما جاء ذاك الانسان "نوبيدون" تبدأ بالهلع ! |
Herkes yaklaşan patlamanın ilk sinyallerini gördü ve hissetti ve onları sakin tutma çabalarımıza rağmen bazıları paniklemeye başIıyor. | Open Subtitles | الجميع شاهد المؤشرات الأولى للثوران الوشيك وشعر بها بدأ البعض يشعر بالخوف رغم جهودنا لتهدئتهم |
- Barker paniklemeye başladı. | Open Subtitles | -بدأ "باركر" يشعر بالخوف |
Elmaslara havaya karışıp yok oldu ve paniklemeye gerek yok öyle mi? | Open Subtitles | الماس قد اختفى وهناك شخص يقول لا حاجة للرعب ؟ |
Sakin kalın. paniklemeye gerek yok. | Open Subtitles | التزموا الهدوء، لا داعي للذعر |
Amirlerinin paniklemeye hakkı var. | Open Subtitles | رؤساؤك لهم سبب جيد للذعر |
paniklemeye gerek yok! | Open Subtitles | لا داعي للذعر |
Herkes paniklemeye başlasın! | Open Subtitles | ليبدأ الجميع بالهلع |
paniklemeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أُصاب بالهلع. |
- paniklemeye başlıyordum. | Open Subtitles | -قد بدأت بالهلع. |
- Barker paniklemeye başladı. | Open Subtitles | -بدأ "باركر" يشعر بالخوف |
Lütfen, paniklemeye gerek yok. Elmasları bulacağız. | Open Subtitles | رجاء لا نحتاج للرعب سوف نجد الماس |