Bu doku parçalarından hücre büyütmek istedik. | TED | أردنا زرع خلايا من هذه الأجزاء من الأنسجة. |
Bu çözüm de insan vücudunun en hassas hareketli parçalarından birinde yatıyor. | Open Subtitles | و هذا الحل يعتمد على بعض من الأجزاء المتحركة الأكثر حساسية في جسم الإنسان. |
Senin gerçek insanların, onlar eski doğudan, bu acınası dünyanın eski parçalarından. | Open Subtitles | ذويك الحقيقيين, أراهن أنهم من الشرق الخلفي, من الأجزاء القديمة لهذا العالم الجديد البائس. |
Ve bu kargalar yabani ortamda böcek ve bunun gibi şeyleri odun parçalarından çıkarmak için çubuk kullanıyorlar. | TED | وهذه الغربان تستخدم العيدان في البرية للحصول على الحشرات وغيرها من قطع الأخشاب. |
Çünkü bu yeni, tuhaf görüntüleri yaratmak için, beynin bildiği kısımları alıp bunları sanki fotoğraf parçalarından bir kolaj yapar gibi, yeni bir şekilde birleştirir. | TED | لأنه لإنشاء هذه الصور الجديدة الغريبة، يأخذ عقلك قطعاً مألوفة ويجمعها بطرق جديدة، كملصقات مكونة من أجزاء من الصور. |
Hayat bu anlardan bu zaman parçalarından bu kısa anlardan ibaret. | Open Subtitles | أنّ الحياة تتمحور حول هذه اللحظات هذه الأجزاء من الزمن شرائح الحياة هذه، التي تومض |
hayat ağacınının diğer parçalarından biraz uzakmışız gibi gözükebilir, ancak gerçekte, büyük bir bölüm için, Hücrelerimizin basit sistemi oldukça yakındır. | TED | قد يبدو أننا بعيدون تماماً عن الأجزاء الأخرى في شجرة الحياة هذه, لكن في الواقع, في الجزء الأكبر, الآلية الأساسية في خلايانا, متشابهة إلى حد بعيد. |
Geride kalanların parçalarından oluşmuş gölgelerden. | Open Subtitles | الظلال المكونة من الأجزاء التي تُترك |
Geride kalanların parçalarından oluşmuş gölgeler. | Open Subtitles | النوع المكون من الأجزاء التي تُترك |
Geride kalanların parçalarından oluşan gölgeler. | Open Subtitles | المكونة من الأجزاء التي تُترك |
Peki ama bir banknotu diğer kağıt parçalarından ayırıp değerli kılan şey nedir? | TED | لكن ما الذي يجعل هذه الورقة النقدية مثيرة للاهتمام وذات قيمة أكبر من قطع الورق الأخرى؟ |
Şu küçük tahta parçalarından biraz toplasana. | Open Subtitles | أحضر لي بعضاً من قطع الخشب |
İçi ise tamamen araba parçalarından oluşuyor. | TED | ولكن من الداخل فيتكون بالكامل من أجزاء سيارة. |
Göktaşlarının parçalarından bu maddeyi elde etmeyi başaran bu üç bilimadamının nereye götürüldükleri ise bilinmiyor. | Open Subtitles | لقد إستولوا على أجزاء النيزك و العلماء على حد السواء و حتى الآن مكانهم مجهول |