Çeşitli parklardan farklı kültürel altkümelere ait hayvanlar getiriyorsunuz. | Open Subtitles | لديك حيوانات من مجموعات مُختلفة ثقافياً.. والتى أُحضِرت من حدائق مٌختلفة. |
Kurbanlarını gündüz vakti, halka açık parklardan kaçırması sosyal olarak başarılı olduğunu ve tehdit oluşturan bir görüntüsü olmadığını ifade ediyor. | Open Subtitles | إنه يختطف ضحاياه من حدائق عامة في وضح النهار و ذلك يشير لنا أنه كفء إجتماعيا يتلائم مع الناس,يبدو مسالم |
Bugün orası Muir Ormanı -- Ülkedeki en popüler millî parklardan biri. | TED | واليوم أصبحت "موير وودز" واحدة من أشهر الحدائق الوطنية في الدولة بأكملها. |
Normal parklardan sorumluyum aslında. Salıncaklar, kaydıraklar ve o tür şeyler. | Open Subtitles | لأأكون أكثر دقة ، الحدائق العاديّة مثلاً المراجيح وهذه الأشياء |
Dar sokaklara girip parklardan geçerim. | Open Subtitles | سأهيم في الأزقة و أمشي قاطعا الحدائق |
Süper bir yer. National Geographic beni Amazonların Peru kısmındaki Manú Milli Parkı'na göndermişti. Çok büyük bir yağmur ormanı, açılmamış, hiç yol yok, millî bir park olarak korunuyor. Dünyada en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip parklardan. | TED | كنت هناك للتو. إنه مكان رائع. أرسلتني ناشيونال جيوغرافيك إلى حديقة مانو الوطنية، وهي في الأمازون البيروفية، لكنها عبارة عن غابات مطرية كثيفة غير معبدة، ليست بها طرق، وهي محمية كحديقة وطنية، وهي في الواقع، واحدة من أكثر الحدائق تنوعاً في العالم. |
parklardan çıkmalarını onlara söylemedik. | Open Subtitles | لم نخبرهم بأن يغادروا الحدائق |
Berlin'deki parklardan bahsedin bana. | Open Subtitles | أخبرني عن الحدائق في برلين |