Hayır yani parlak ve yumuşak. | Open Subtitles | حسناً - لا ، إنّه لامع و طري - |
#Herşey parlak ve pürüssüz olmalı# | Open Subtitles | ♪ كل شئ لامع و ناعم ♪ |
Ben de dilimi ağzına soktum, parlak ve tamamen ıslamış şekilde. | Open Subtitles | ثم وضعت لساني في فمك جعلته مبلل ولامع |
Ülkelerimiz ve bölgemizle ilgili gelecekte gördüğüm şey elmaslar kadar parlak ve güçlü bir barış ortamıdır. | Open Subtitles | ما أراه لمستقبل بلدنا ومنطقتنا سلامٌ، قوي ولامع كالمُجوهرات... نُقدمه للعالم |
Sonra, farkediyor ki ben yalnızca miyadı dolmuş, yaşlı bir gevezeyim, ...o ise taze, parlak ve ay ışığında çok şey vadeden bir martini gibi. | Open Subtitles | و عندها تدرك أني مجرد عجوز ثرثار و أنها شابة و مشرقة و مليئة بالوعود ككأس من المارتيني في ضوء القمر |
Şu an itibaren artık parlak ve ışık saçan biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً أريد أن أكون مشرقة و مبتهجة |
Çok parlak ve yaratıcı olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | لديه عقلية منفتحة ومبتكرة |
Bazen kör noktalarımız bize parlak ve ışık saçan bir hayat verir. | Open Subtitles | أحياناً نقاط العمى تبقي حياتنا مشرقة و باهجة |
parlak ve ışık saçan biri mi? | Open Subtitles | مشرقة و مبتهجة؟ |
Gözleri çok parlak ve meraklı.. | Open Subtitles | عيناها مشرقة و فضولية |
parlak ve sıcak. | Open Subtitles | مشرقة و دافئة |
Çok parlak ve yaratıcı olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | لديه عقلية منفتحة ومبتكرة |