Şu an, benim Parlamento'daki arkadaşlarım arasında aile hekimleri, işadamları, profesörler, seçkin ekonomistler, tarihçiler, yazarlar, albaydan, alaydaki çavuşa kadar ordu mensupları var. | TED | في منصبي الجديد، زملائي في البرلمان هم من الأطباء، رجال الأعمال، البروفيسورات الاقتصاديين المميزين، المؤرخين، الكتاب ضباط الجيش من عقيد حتى رقيب أول |
Bugün, Parlamento'daki yenilgimiz beklenmedik bir şey değildi. | Open Subtitles | هزيمتنا في البرلمان اليوم لم تكن غير متوقع |
Dört yüz yıldan beri olgunlaşan demokrasi ve Parlamento'daki meslektaşlarım -ki bu insanlar tek tek incelediğimde bana epey etkileyici, eğitimli enerjik, bilgili insanlar olarak görünüyorlar - derin mi derin bir hayal kırıklığı demek oluyor. | TED | لقد قمنا بتنمية الديمقراطية على مدار أربعمائة سنة إني أرى في زملائي في البرلمان كأفراد أشخاصاً مهمين، ومثقفين مليئين بالحيوية، واعين ولكن مع ذلك يشعرون بالإحباط |
Bugün Gana'da sivil toplumun, Parlamento'nun ve hükümetin içinden cesur reform yanlıları petrol sektöründe kontratların şeffaflığı için bir koalisyon kurdular. Bundan güç alan Parlamento'daki reform yanlıları şaibeli kontratları incelemeye aldılar. | TED | على سبيل المثال، اليوم، في غانا، مصلحين شجعان من المجتمع المدني والبرلمان والحكومة، وقد أقامت تحالفا للعقود الشفافة في قطاع النفط، مدفوعين بهذا مصلحون في البرلمان الآن يحققون عقودا مشكوكٌ فيها. |
Parlamento'daki düşmanlarımız yüzünden dikkatimiz başka yöne çekilmişti. | Open Subtitles | كنا متحيريين من قبل أعدائنا في البرلمان |