Senin küçük parmaklarında benim tüm vucudumdan fazla yetenek var. | Open Subtitles | لديك موهبة في أصابعك الصغيرة أكثر مما لدي بجسمي كله |
parmaklarında bu kadar iz bırakmak için çok iyi içici olman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تكون مدخنًا شرهـ حتى تتراكم بهذه الكمية على أصابعك واذا اعطيتني |
En son zanlının parmaklarında bulunan bir kalıntı incelendi. | Open Subtitles | تم إكتشاف بقايا غريبة موجودة في أصابع مرتكب الحادث الأخير |
Elektroensefalogramda, beyninden kaynaklanan ve ayak parmaklarında sinir hasarına sebep olan bir anormallik tespit ettik. | Open Subtitles | مخطط كهربائية الدماغ أظهر مشاكل في مخك سببت تلف أعصاب أصابع قدمك |
Gazetede adını okuduğum zaman, güzel şeyler yaptığını gördüğümde hâlâ aklıma dağınık saçlı o zayıf çocuk geliyor ve parmaklarında mürekkep olan. | Open Subtitles | عندما قرأت اسمك في الصحف تفعل هذه الأشياء العظيمة ما زلت أرى ولد صغير بشعره الفوضى والحبر على أصابعه |
Demek bilgisayar maymuncuğu onun garip parmaklarında saklı. Yanlış. | Open Subtitles | وكذلك مفتاح عبور الحاسوب المخفي في أصابعه الرائعة تلك. |
Düğün ya da nişan yüzüğü taktığına dair parmaklarında iz bulamadım. | Open Subtitles | لم أجد أي خطوط على أصابعها للإشارة أنها كانت ترتدي المشاركة أو خواتم الزفاف. |
Tamam, ama dokunma. parmaklarında zararlı yağlar var. | Open Subtitles | لا تلمسيه لأن اصابعك تحتوى على زيوت تدميرية |
parmaklarında da leke kaldı tabiki. Yüzbaşı gösterir misiniz? | Open Subtitles | و كان ايضا على اصابعه |
Titreyen parmaklarında tütün artıkları var. Belirtilerini bilirim. | Open Subtitles | وأيضاً، هنالك آثار النيكوتين على أصابعك المرتجفة أعرف العلامات |
Genelde o yüzünde, ayağında, parmaklarında falan olur. | Open Subtitles | عادة تتعرض لضربة صقيع في وجهك و قدميك و أصابعك |
Evet, hala parmaklarında pastırmanın yağları kalmıştır diyordum ben de. | Open Subtitles | أجل، أنا أتخيل أن أصابعك لا بد أنها زلقة قليلاً من دهون اللحوم |
Sadece, Don Juan'ın sağ el parmaklarında bazı kalıntılar vardı. | Open Subtitles | أوه. فقط بعض أثر على أصابع الحق دون خوان. |
El ya da ayak parmaklarında herhangi bir uyuşma ve uykudayken ayaklarında bir karıncalaşma var mı? | Open Subtitles | ,أى فقدان للإحساس فى أصابع يدك وقدمك مثل الدبوس والنخز بالإبر عندما تشعر بخمول قدمك |
Muhtemelen katil silahı doldururken parmaklarında vardı. | Open Subtitles | أجل، من المحتمل إنه كان على أصابع القاتل متى كانت آخر مرة شحن فيها السلاحه. |
Elmasların yüksek kırılma özellikleri... parmaklarında ki parıltıları açıklar. | Open Subtitles | معيار إنكساري عالٍ من الألماس يفسر التلألأ على أصابعه |
Ellerinde ve parmaklarında, kırılmış eklemler ya da kesikler yok. - Mücadele etmemiş. | Open Subtitles | لا يوجد رضوض على مفاصله ولا جروح على يديه و أصابعه |
parmaklarında yağ olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ الزيت كان على أصابعه. |
parmaklarında barut kokusu olmadığını farz ederek seni ona bırakıyorum. | Open Subtitles | بفرض أنها لا تحمل بارود سلاح صغير بين أصابعها أنا أتركك لها |
Kızın parmaklarında bulduğumuz boya, bütün hikayeyi anlatıyordu. | Open Subtitles | الطلاء الذي كان على أطراف أصابعها أخبرنا بالقصة كلها |
Hemşire parmaklarında uyuşukluk başladığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى الممرضه انك تعانى من بعض التخدر فى اصابعك |
parmaklarında nasır var. | Open Subtitles | لديه جلد سميك في اصابعه. |
Bunun dışında, parmaklarında bir tür sivri ve kesici şeyler görünüyordu. | Open Subtitles | لديه خط أسود على ظهره يمكنك القول إنه مزود بما يشبه الأبر |
Sonra, el ve ayak parmaklarında ve saç diplerinden ay ışığı fışkırır. | Open Subtitles | أشعة القمر تَضْربُ خارج أصابعِكَ وأصابعِ قدمكَ ونهايات شَعرِكِ. |