Bir kere geçidin arayüzeyine bağlayıp, güvenli bağlantıyı sağladığımızda güç kaynağı tamamen boşalacak. Bu da patlamayacak demek. | Open Subtitles | حينما نقوم بتفعيل البوابة، والقيام بإنشاء إتصال سيستهلك ذلك كل الطاقة، مما يعنى أن لن تنفجر |
Daha değil, en azından, ama rahatlayıp odanıza dönebilirsiniz. Gemi patlamayacak, en azından bugünlük. | Open Subtitles | لكن يمكنكم ان تهدئوا وتعودوا الي غرفكم السفينة لن تنفجر. |
3000 feet'e çıkarsak patlamayacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو انها لن تنفجر اذا كنا بارتفاع 3000 قدم |
Ama bomba çarpışma anında hemen patlamayacak. | Open Subtitles | لكن الصاروخ لن ينفجر عند الاصابة |
Füzenin çarpışma anında patlamayacak olması dışında. | Open Subtitles | لكن الصاروخ لن ينفجر عند الاصابة |
Bugün yaptığımız şey yüzünden patlamayacak olan bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة لن تنفجر بسبب ما قمنا به اليوم |
Bugün yaptığımız şey yüzünden patlamayacak olan bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة لن تنفجر بسبب ما قمنا به اليوم |
Ve gazla basınçlandırılmış suyu dağıtacak, böylece göl patlamayacak. | Open Subtitles | والمياه ستعيد توزيع ضغط الغاز وبالتالي فإن بحيرة لن تنفجر |
80 tane dikişim patlamayacak olsaydı, şimdi gülüyor olurdum. | Open Subtitles | إن لم تنفجر 80 إبرة، فسأبتسم الآن. |
- Hayır, araç patlamayacak. | Open Subtitles | السيارة لن تنفجر |
Kwang Hwa Mun bölgesinde olursa patlamayacak. | Open Subtitles | (إذا كانت القنبلة ضمن منطقة (كوانغ هوا مون فلن تنفجر بتشويش الإشارات |
- Bomba patlamayacak. | Open Subtitles | القنبلة لن تنفجر الآن |
- patlamayacak değil mi? | Open Subtitles | هذه.. هذه لن تنفجر أليس كذلك؟ |
Topaklar asla patlamayacak. | Open Subtitles | لن تنفجر العبوان |
patlamayacak. | Open Subtitles | لن تنفجر |
O cihaz patlamayacak, değil mi? | Open Subtitles | لن ينفجر هذا الشيء، أليس كذلك؟ |
Korkma, patlamayacak. | Open Subtitles | أحضرت لك شيء مميز لابأس, لن ينفجر |
Dokunduğunda patlamayacak bir şey. | Open Subtitles | شّيء لن ينفجر عندما تمسّه. |