| Belki bir şiiri, belki bit pazarından aldığım eski bir yıllıktaki isimleri. | TED | ربما كانت قصيدة وربما كانت أسماء من كتاب مدرسي قديم اشتريته من سوق قديم |
| Sokak pazarından geldiler ve Köker'e doğru gittiler ve bir soba taşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد جاؤوا من سوق الشارع وذهبوا مباشرة إلى "كوكر" وأخذوا طباخة معهم. |
| Bit pazarından size bir sürü eğlenceli şey aldım. | Open Subtitles | اشتريت لكم أغراضاً مسلية جداً من سوق رخيص |
| Eskimiş giysiler giymem. Bit pazarından alışveriş etmem. Antika toplamam. | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ ر ارتداء الملابس خمر، أنا أكره الأسواق برغوث، وأنا لا أبوس]؛ ر جمع التحف. |
| Bit pazarından mı aldınız? | Open Subtitles | هَلْ أنت حَصلتَ عَلى هذا في السوق الرخيصةِ؟ |
| Bu şekilde Netscape'i server pazarından atmak için kontrolü ele aldılar. | Open Subtitles | يكنهم استخدام تلك السيطرة لاخراج نيتسكيب من سوق خادمات الويب |
| Ama et pazarından birinci sınıf filetolarımı almaya hazır mıyım? | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، أنا على استعداد لاتخاذ بلدي حقويه الصف وقبالة سوق اللحوم؟ |
| İhtiyar bir köylü ilçenin pazarından geç vakit köye dönüyormuş. | Open Subtitles | هنالك عجوزٌ قرويّ كان عائداً من سوق المدينة متأخراً في المساء |
| Dün bit pazarından sonra bugün kontrol bende. | Open Subtitles | اذاً انا المسئول اليوم سوق البراغيث المخيف الخاص بك بالامس |
| Bit pazarından 2 $'a aldık ve hayatından memnun. | Open Subtitles | لا. اشتريناها من سوق رخيص بدولارين وهي سعيدة جداً بها |
| Evde olacağını düşündüm ve bu sabah balık pazarından bunları aldım. | Open Subtitles | توقعت وجودك بالمنزل عند عودتي من سوق الأسماك هذا الصباح |
| Aşı pazarı, ilaç pazarından çok daha büyük olacak. | Open Subtitles | سيكون سوق عقار الجدري أغلى بكثير من الأدوية الأخرى |
| Bilbousa pazarından yeni bir gemi bulabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الحصول على سفينة جديدة من سوق بالبوسا |
| Çocuğumuzu biz de seviyoruz fakat ayda iki bin dolar verip çiftlik pazarından elma püresi almıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحب صغارنا لكننا لا ننفق ألفين شهرياً على عصارة تفاح في سوق الخضار |
| Zeki olduğun için kabul edildin, Kilise pazarından aldığı boncuklar sayesinde değil. | Open Subtitles | لأنك ذكية وليس بسبب بعض الخرزات التي اشترتها من سوق للأغراض المستعملة في دار العبادة |
| Balık pazarından kalma bu küçük tatlı balıklar dükkanımızı kurtardı. | Open Subtitles | هذه الأسماك الصغيرة اللطيفة من سوق الأسماك انقذت متجرنا و المطعم. |
| Uyuşturucu pazarından, farelerden ve sidikli sokaklardan uzağa. | Open Subtitles | من منتصف المدينة إلى تلك المؤسسة بعيداً عن سوق المخدرات والفئران والبول الذي في الشوارع |
| Geçen 10 yıl içinde Britanya'da defin alanlarından gelen getiri, gayrimenkul pazarından yaklaşık üçe bir oranda daha iyi durumda. | TED | خلال السنين العشر الماضية في بريطانيا، العائد من قطع الأراضي المخصصة كمدافن فاق أداء سوق العقارات في بريطانيا بنسبة تعادل ثلاثة إلى واحد. |
| Bit pazarından bir döküntü işte. | Open Subtitles | إنّها قطعة خردة من الأسواق الرّخيصة. |
| Bit pazarından bir döküntü işte. | Open Subtitles | إنّها قطعة خردة من الأسواق الرّخيصة. |
| İhtiyacımız olan şey mobilya. İtalyan pazarından alırız. | Open Subtitles | ما نحتاجه هو الأثاث, سنختار بعض منها في السوق الإيطالية. |