"peşinde olduğumuzu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أننا نسعى
• أننا نطارده
• أننا نتحرى
• أننا نتعقبه
• أننا نلاحقه
• أنّنا نسعى خلفه
• أنّنا نطاردهم
• نحن بعد
• الجليّ بأنّهم
• بأنّنا نطارده
• بأنّنا نطاردُ

İşte bahsettiğim şey de buydu. Hedefimize, onun peşinde olduğumuzu söyledin.
كان هذا ما كنتُ أتحدّث عنه لقد أخبرت الهدف أننا نسعى خلفه

Bir hata yaparsak, peşinde olduğumuzu anlar ve yok olur.
خطئٌ واحد، و سيعلم أننا نطارده سوف يختفي

peşinde olduğumuzu bilmiyor.
إنه لا يعرف أننا نتحرى عنه

O, peşinde olduğumuzu biliyor. Sen de bana nasıl ulaşacağını.
هو يعرف أننا نتعقبه وأنت تعرف كيف تتصل بي

peşinde olduğumuzu biliyor ve bilerek çözülme ihtimali çok düşük olan dikkat çekmeyen dosyaları alıyor.
يعلم أننا نلاحقه ويتخذ بعتمد قضايا التخفي المكشوفة بلا فرص لتنظيفها

Saldırılar bundan sonra geliyor. Onun peşinde olduğumuzu düşündü.
جاءت الهجمات من ذلك، وكان يعتقد أنّنا نسعى خلفه

Kimin peşinde olduğumuzu bulurlar. Daha bulmadılarsa!
يستنتج ذييعي من نحن بعد إذا هم ليس لهم.

- Evet neyin peşinde olduğumuzu fark edip, izleri ortadan kaldırmaya çalışmış olmalı.
-أجل، حسنٌ من الجليّ بأنّهم عرفواْ بأنّكَ اقتربت فقرّرواْ بأن يغطّواْ على آثارِهم

Demek ki onun peşinde olduğumuzu biliyor.
أيّ أنّه يعلم بأنّنا نطارده

Reynolds, bir köstebeğin peşinde olduğumuzu unuttun mu?
-رينولدز)، أسنيتَ بأنّنا نطاردُ جاسوسًا؟

O zaman kadar, peşinde olduğumuzu bilmemeli.
حتى ذلك الحين, لا يجب يعلم أننا نسعى إليه.

Sherrington onun peşinde olduğumuzu biliyor.
النقيض تماما لبخير شرينغتون يعلم أننا نسعى وراءه

Onu, Sam Lewis kimliğini yok etmeye zorladık peşinde olduğumuzu biliyor.
،لقد أجبرناهُ على تدمير هوية (سام لويس) انهُ يعرف أننا نطارده

Hayır, yaratık peşinde olduğumuzu biliyor. İnini koruması gerek.
لا المخلوق يعرف أننا نطارده

peşinde olduğumuzu ona söyledi.
لقد أخبرته أننا نتحرى عنه

Belki Lambert peşinde olduğumuzu biliyordu yarım kalan işi bitirmeye çalışıyordu.
ربما لامبارت علم أننا نتعقبه لقد كان يحاول غلق بعض النهايات المفتوحه

Onun peşinde olduğumuzu anlayınca her şeyi silmiş olmalı.
ربما قد مسح كل شيء بمجرد أن ادرك أننا نلاحقه.

- Gargamel peşinde olduğumuzu artık biliyor.
-وبفضله بات (شرشبيل) يعلم أنّنا نسعى خلفه