- Arabaya bin Ant. Kardeşimin peşini bırak demiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لك أن تدع أخي الصغير وشأنه أليس كذلك ؟ |
Neden bahsettiğini bilmiyorum ve bunun peşini bırakmalısın. | Open Subtitles | لا أعرف ما تتحدّث عنه، ولابدّ أن تترك الأمر وشأنه. |
Böcek çocuk, bana bir iyilik et ve sevgilimin peşini bırak. | Open Subtitles | أنت، يا فتى الحشرات، أسدني معروفاً ودع صديقتي وشأنها |
İstediğim şeylerin peşini bırakmıyorum. | Open Subtitles | وأنا لن أتوقف عن ملاحقة الأشياء التي أريدها. |
Bu haberin peşini bırakmamalısınız, tamam mı? | Open Subtitles | يجب عليكم يا رفاق متابعة هذا الأمر, اتفقنا؟ |
Ve karısını, çocuğunu ve evini kaybetmiş bir kumar bağımlısının, sırf burada çalışmıyorsun diye senin peşini bırakacağını sanıyorsun öyle mi? | Open Subtitles | وتعتقد بأنّ مدمن قمار قد فقد زوجته ومنزله سيتوقف عن .. مطاردتك .. لأنّك لم تعد تعمل هنا ؟ |
Seninle bir bahse girelim. Bu turnuvayı kazanırsam, Prentiss Eddie'nin peşini bırakır. | Open Subtitles | لنضع رهان, اذا فزت بهذه المسابقه برانتيس" يدع "ايدي" لحاله" |
Belki artık işin peşini bırakmalıyız diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كلاّ، كنتُ أفكّر أنّ لربّما علينا ترك الأمر وشأنه. |
- Neden sen de bunun peşini bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا يمكنك أن تدع الأمر وشأنه فحسب؟ يدعه وشأنه؟ |
- Belki de bu olayın peşini bırakmalıyım. | Open Subtitles | أقول فقط أنه ربما علىُ أن أدعه وشأنه , أتعلم ؟ |
Tam önüme koydun, demek ki dostumuz Wayne bunun çocuğu tehlikeye atmadığına karar vermiş ve işin peşini bırakmanı söylemiş. | Open Subtitles | رأى انه لا يوجد أي دليل على أن هناك طفل في خطر وطلب منك ان تترك العائلة وشأنها |
Ona artık bu işin bittiğini anlamasını ve artık peşini bırakmasını istiyordu. | Open Subtitles | أرادت إعلامه فقط بانتهاء علاقتهما، وأن يتركها وشأنها. |
Kadınların peşini bıraktım ben de. | Open Subtitles | إكتفيت نهائيا من ملاحقة النساء |
Çocuğun peşini bırak. | Open Subtitles | وتوقفِ عن ملاحقة الفتي |
Bu meselenin peşini bırakmamak niyetindeyim Dedektif. | Open Subtitles | أيها المحقق، أعتزم متابعة هذه المسألة فلتُمضي قدماً، أنا أعتزم أن .أذهب للغداء |
Konstantin Saranin'i alfan olarak tanımadıkça peşini bırakmayacağız. | Open Subtitles | لن نتوقف عن مطاردتك حتى تتخذ كونستانتين سارانين ألفا الجديد لك |
Belki de bu işin peşini bırakmalısın. | Open Subtitles | اذن ربما يجب ان تترك الموضوع لحاله |
Kurbağa taşın değersiz olduğunu öğrenince senin peşini bırakacaktır. | Open Subtitles | عندما يعلم الضفدع انها عديمة القيمة, سيتوقف عن ملاحقتك. |
Sanırım Paul Eastman'ın neden onun peşini bırakmadığı belli. | Open Subtitles | اذن أعتقد اننا نعرف الآن لماذا يطارد بول ايستمان" والدي" لا, تصحيح, يطاردك انت |
Senin evdekilerden bir farkın olmadığını görünce peşini bırakırlar. | Open Subtitles | ترتدى كعوب عسكرية انت تذكريهم بزوجاتهم يتصورون ان هذا يمكنهم الحصول عليه فى بيوتهم فيدعوك وشأنك |
Eğer ki bu işi peşini bırakmazanız... her şey daha fazla karışır. | Open Subtitles | سينتهي بك الأمر ...بإفساد الأمور إذا لم إذا لم تتركهم وشأنهم |
Eğer içinde bana yardımı dokunabilecek hiçbir şey yoksa; peşini bırakırım. | Open Subtitles | اذا لم يكن هناك شىء مفيد أعدك أننى سأتخلى عن الأمر |
Hayatta olduğu sürece asla senin peşini bırakmayacaktır. | Open Subtitles | طالما يكون على قيد الحياة فلن يتوقفوا عن البحث عنك |
Ancak bu iş bitene dek peşini bırakmayacağım. | Open Subtitles | ولكنيّ, سأسعى لحلّها لأن أنهِ عمليّ. |
- Çocuğu öldürürsen... bir şehit yaratırsın ve Sezar'ın hayaleti peşini hiç bırakmaz. | Open Subtitles | -مَنْ انت؟ -إن قتلت الغلام ستجعله شهيدا، وشبح القيصر سيطاردك للأبد |
Ve bunun peşini bırakacağımı zannetme. | Open Subtitles | ولا أريدك أن تظن أنني سأجعل الموضوع يهدأ. |