Belki senin düşünüyor gibi görünmen için ödüyor olabilir ama aslında penisin için para ödüyor. | Open Subtitles | ربما هي تدفع لك لتبدو كأنك تفكر و لكن حقا، انها تدفع لقضيبك |
Gerçek şu ki; seni sadece büyük şapşal penisin için seviyorum. | Open Subtitles | أعني، الحقيقة هي، أنا أحبك فقط لقضيبك على أي حال. |
penisin için de ayakkabı yapılmış. Adına pantolon deniyor. | Open Subtitles | انهم يجعلون احذية لقضيبك يسموها سراويل |
Mutfakta penisin için Advil* var. | Open Subtitles | هناك جل مرطب بالمطبخ لقضيبك |
Görünüşleri her şeyi anlatıyor ama anlayamayanlar için ben anlatayım bu delik penisin için, Mike. | Open Subtitles | أنها توضح الذات لكن في حالة أنها لا تفعل هذه الفتحة لقضيبك (مايك) |
penisin için. | Open Subtitles | إنه لقضيبك |