Bütün bu kablolar en sonunda verileri Perth'de bulunan bir süper bilgisayara gönderirler ve bu noktada ben işe giriyorum. | TED | الآن، كل هذه الكيبلات تحضر المعلومات بالوحدة وترسلها لحاسوب عملاق في بيرث وهنا يبدأ عملي. |
Bunu Perth'de köpekbalığı avlayabilmesi için bir arkadaşıma yapmıştım. | Open Subtitles | لقد صنعته من أجل زميل لكي يستطيع صيد القروش في بيرث |
İşler plana göre giderse hepimiz prensin ordusuna katılmak için Perth'de bir araya gelecektik. | Open Subtitles | إذا مضى كل شيء حسب الخطة جميعنا سنلتقي في بيرث للأنضمام لجيش الأمير |
10 puanlık soru, Perth nerededir? | Open Subtitles | من أجل الـ10 نقاط , أين تقع مدينة "بيرث"؟ |
Esperance'de ilk yılda yaptığım sadece sokaklarda yürümek oldu ve üç gün içinde ilk müşterimi kabul ettim, ilk kişiye yardım ettim bu kişi Maori'ydi(Yeni Zellanda yerlisi), garajındaki balık tütsülüyordu; bunu Perth'deki restoranlara satabilmesine yardım ettim, bi' düzen kurduk ve sonra başka bir balıkçı bana gelip dedi ki: "Maori'ye yardım eden sendin, değil mi? Bize de yardım eder misin?" | TED | ما فعلته في اسبرانس في السنة الأولى تلك هو أني كنت أمشي في الشوارع، وخلال ثلاث أيام حصلت على عميلي الأول، وساعدت هذا الشاب الأول الذي كان يُدخن السمك من المرآب، كان من الشعب الماوري، وساعدته ليبيع السمك في مطعم في مدينة بيرث ليعمل بشكل منظم، وبعدها أتي إلي صيادي السمك ليقولوا، "هل أنت من ساعد ماوري؟ هل يمكنك مساعدتنا؟" |
Perth'te büyüyen, gereğinden fazla beyniyle hareket eden bir çocuk olarak... | TED | نشأت في بيرث طفلاً عقلانياً بشكل مبالغ فيه... |
O buraya, Perth'e ulaştığında, eminim burada oturup, şöyle diyebilirim, "Hatalarım vardı ama... | Open Subtitles | عـندمـا يـصل إلينـا هـنا في (بيرث). أنـا أعـرف حقيقـةً بـأني أستـطيع الجلوس والرحيـل |
Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu. | TED | عاشت في "بيرث" كانت تحب التزلج |
Benim Perth'teki işimi görmüşsündür. | Open Subtitles | لقد رأيت أعمالي في بيرث |
Veya Perth'teki plajlar! | Open Subtitles | الشواطيء في بيرث |
Bir asteroid çarpması oldu, Perth'te. | Open Subtitles | (كويكب لم يضرب، فقط في (بيرث |