Lucas'la Peyton'ın bir araya neden gelmesi gerektiğini bir daha anlatsana. | Open Subtitles | والأن لتقل لي لماذا يجب أن ينتهى أمر لوكاس مع بيتون |
Bir sonraki büyük Peyton'ın doğumundan söz etmeye gerek yok! | Open Subtitles | يجدر التنويه الى ولادة بيتون العظيم التالي |
Bugün, en iyi arkadaşlarımdan biriyle takılabildim ve sonra gece, eve Peyton'ın yanına gideceğim. | Open Subtitles | اليوم لقد تقابلت مع واحد من اعز اصدقائى والليلة سوف اعود للبيت و بيتون |
Bir grup ayak takımı arkadaşının Peyton'ın gelinliğini mahvetmesine izin verdiğin için 1 hafta ve bunun üstüne, yanında kaldığın bakıcı ailenin yüksek kesime hitap eden butiğinde, reşit olmayan kişilere verdiğin her şeyin serbest olduğu bir parti için de 1 hafta ekliyoruz. | Open Subtitles | اسبوع لانك شاركت فى افساد ثوب زفاف بيتون واسبوع اخر بسبب |
Peyton'ın annesine yazık olmuş hele ki onu nasıl deliler gibi sevdiğini göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | مثل الخزى حول والدت بيتون مع اعتبار كم احببتها |
Kitapta, Peyton'ın Los Angeles'a taşındığı yazıyordu. Oradan hoşlanmış mı? | Open Subtitles | لذا الكتاب يقول ان بيتون ذهبت الى لوس انجلس هل تحب المكان هناك ؟ |
Tek bir şarkının Peyton'ın ruh halini anında değiştirebildiğini seyirciye aktarabilirim. | Open Subtitles | وأسنطيع أن أخبر المشاهدين كيف أن أغنية واحدة تستطبع تغير مزاج بيتون |
Ev arkadaşım var. Takımım ve dostlarım var. Peyton'ın ve Lucas'ım var. | Open Subtitles | فلدى رفيقة السكن و فريق التشجيع و أصدقائى (و (بيتون) و (لوكاس |
Peyton'ın hayatının 8 yılını kaçırdım. Artık hiçbir anını kaçırmayacağım. | Open Subtitles | لقد أضعت ثماني سنوات من حياة (بيتون) ولن أضيع المزيد |
Çünkü Peyton'ın gelinliği üstünde çalışıyorum ve düğünden önce damadın onu görmesi uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | لاننى اقوم [اعداد فستان بيتون وان ترى فستان الزفاف قبل الزواج ان فأل سيى |
Yani, şu anda Peyton'ın gelinliğini dikiyorum. | Open Subtitles | اقصد اننى اصنع فستان زفاف بيتون |
Sam haklıysa Jessica Peyton'ın işi kızını riske atıyor. | Open Subtitles | إن كان "سام" محقاً فإنَّ عمل "جيسيكا بيتون" قد وضع حياة إبنتها على المحك |
Nell, Peyton'ın telefonunu kontrol ediyor. Şu ana kadar ne mesaj var ne de arama. | Open Subtitles | إنَّ "نيل" تعملُ على مراقبة هاتف بيتون الخلوي, لم تحصل على إتصالٍ أو رسائل نصيّة حتى الآن |
Peyton'ın telefonunda hâlâ bir hareket yok. | Open Subtitles | لا زال الوضع هادئاً فيما يتعلقُ بهاتف "بيتون" الخلوي |
Unut gitsin, yürümeyeceksin. Peyton'ın arabasını alırız. | Open Subtitles | أنسي الأمر , أنتِ لن تمشي (سوف نأخذ سيارة (بيتون |
Murphy Peyton'ın yan tarafına çarptı! | Open Subtitles | ميرفي يغلق الجنب على بيتون |
Hatırlasana, Lucas geçen sene Peyton'ın çizimlerini Thud dergisine göndermemiş miydi? | Open Subtitles | أتتذكرين عندما أرسل (لوكاس) أعمال (بيتون) الفنية لمجلة (ثد) ؟ |
Lucas şimdi Peyton'ın odasında çünkü Brooke gelmiyor. | Open Subtitles | و الآن (لوكاس) موجود بغرفة (بيتون) لأن (بروك) لن تأتى |
Peyton'ın arabası bozulmuş. Benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | إن سيارة (بيتون) تعطلت ، أترغبين فى القدوم معى |
Ama şunu bilin ki, Peyton'ın gece kulübü geceleri bitti. | Open Subtitles | لكن من الأفضل أن تصدّقوا أن ليلة (بيتون) في النادي الليلي أصبحت من الماضي |