| Dinle, dünyada her gün kaç pezevenk ölüyor biliyor musun? | Open Subtitles | اسمع.. كل قواد في العالم يمكن أن يطلق عليه النار |
| Dördüncü sınıftan mezun olduktan sonra bir pezevenk olmadığımı farkettim. | Open Subtitles | لقد تخرجت من الصف الرابع و أدركت أنني لست قواد |
| Sen şu üçkağıtçı... golf sahtekarı, Beverly Hills'li pezevenk değil misin? | Open Subtitles | ألست المقامر الغشاش المتطفل على ملاعب الجولف, القواد من بيفرلي هيلز؟ |
| İyice sapıttı pezevenk! Yusuf sana bir şey sorarsa söyleme. Görmedim de. | Open Subtitles | لقد فقد عقله القواد ان سأل عني يايوسف قل انك لم ترني |
| Yani bir fahişeye ihtiyacın var ki bu da seni pezevenk yapar. | Open Subtitles | إذاً أنت تحتاج لعاهرة.. وهذا يجعلك قوّاد |
| Departmanın en iyi adamları paçaları sıvamış pezevenk peşinde koşuyor. | Open Subtitles | أفضل رجال القسم نلاحق القوادين مع وجود سراويلنا عند كاحلينا |
| O harcadığın parayı eroinman siyahlardan alıyorsun pezevenk! | Open Subtitles | الكثير من السود المساطيل يعطونك المال الذي تنفقه يا قواد |
| Hiç böyle pezevenk olur mu canım? -Şimdi yandın Woody. | Open Subtitles | بدلة عيدك القديسن إذا أنت قواد ، خسرت عملك |
| - Güzel kızlarla dolu bir çiftliğim var. - Ne? Sen pezevenk falan mısın? | Open Subtitles | حصلت على إسطبل ممتلئ بالبنات الجميلات ماذا, أنت مثل قواد ؟ |
| Uyuşturucu satıcısı, pezevenk bazı yeni projelerde yardımcı yapımcı. | Open Subtitles | تاجر مخدرات و قواد ومدير لإحدى المشروعات الجديدة الغامضة |
| Herif tacir, pezevenk, pornocu. Tamam mı? | Open Subtitles | إنه تاجر مخدرات و قواد و مصور أفلام جنسية، حسنا؟ |
| Sonra dedim ki: "Be orospu, sana bir pezevenk lazım." | Open Subtitles | كما قلت أيتها العاهرة أنتِ تحتاجين إلى قواد |
| Nakit oynarsın, nakit kaybedersin, nakit ödersin gezici pezevenk. | Open Subtitles | تراهن بالمال, تخسر المال,تدفع المال, أيها القواد |
| - O briyantinli pezevenk benim senin için yapabileceklerimin yarısını yapamaz. | Open Subtitles | ذلك القواد لن يستطيع فعل نصف ما أستطيع فعله لك |
| Bir daha asla bir kovboyu iteleme... çünkü o pezevenk kalbini söküveririz | Open Subtitles | لا تحاول ابدا ان تضع يدك على راعى بقر والا سوف اقطع قلبك خارج جسدك ايها القواد |
| Ayarı verdim. Kendimi pezevenk gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد كان رائعاً اشعر كأني قوّاد الان |
| Sadece pezevenk arabalı olan tipler pezevenktir. | Open Subtitles | الناس الوحيدون بسيارات كبيرة هم القوادين |
| Ne yazık ki pezevenk hayatta değil... çünkü bunu duysa kahrından ölürdü. | Open Subtitles | من المؤسف أن هذا السافل لم يعد حياً فقد كان سينتحر لو سمعها |
| Seksi kedi, seksi hemşire, seksi dansçı, pezevenk kılıklı bir herif. | Open Subtitles | حقيبة مثيرة,ممرضة مثيرة,راقصة . مثيرة,هذا الرجل يرتدى كقواد |
| Kürek mahkumu, korsan ve pezevenk anlamlarına geliyor. Ama şanslıysam üçü birden. | Open Subtitles | انها تعني امّا المجرم المحكوم عليه بالعبودية او القرصان او القوّاد |
| Kötü bir adamsın. pezevenk herif. | Open Subtitles | أنت بائس مسكين ، يسعده فقط أن يكون قواداً |
| Seni iğrenç pezevenk. Buraya gel ve hakaretinin hesabını ver. | Open Subtitles | أيها الوضيع القبيح، تعالَ إلى هنا وادفع ثمن إهانتك |
| Birlikte yaşadığın adamın pezevenk olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتي تعلمين أنكِ تعيشين مع سمسار نساء ,أليس كذلك؟ |
| Arabamı alayım deme, seni sarhoş pezevenk! | Open Subtitles | لا تجرؤ على أخذ سيارتى أنت سكران سافل |
| Hayır,çünkü senin ataların bir grup pezevenk ve fahişeden başka birşey değildi. | Open Subtitles | لا ، لكن بسبب ان كل اسلافك كانوا قوادين وعاهرات. |
| İyi bir pezevenk olsaydın, bana çoktan vururdun ya da başka bir şey yapardın. | Open Subtitles | لو كنت قوادا جيدا ,ربما كنت ستضربني أو ستفعل شيئا ما |
| Kerhânedeki bir mama, bir pezevenk gibiydi. | Open Subtitles | وتصرفت كأنها قوادة مثل بعض السيدات في بيت للدعارة |
| Ben pezevenk değilim. | Open Subtitles | لَستُ بقواد. |