Yine de dünyanın en tehlikeli teröristinin elinde 6 kilo silah-sınıfı plutonyum ile dolaşması pek de iyi olmaz. | Open Subtitles | لكن الاراهبي الاكبر في العالم يتجول الآن مع 6 كيلو من البلوتونيوم الصالح كسلاح لا يمكن أن يكون جيّد |
Patlama plutonyum hırsızlığını gizleyecek ve bunu bir terörist saldırısı olarak göstereceklerdi. | Open Subtitles | الإنفجار سيغطّي سرقة البلوتونيوم وهذا سيجعل بان الهجوم كان ارهابيا |
Makinanın plutonyum çubuğu hazırlaması için en azından bir yarım saate ihtiyacım var. | Open Subtitles | سياخذ مني نصف ساعه لتنصيبه من اجل تشغيل البلوتونيوم |
-Görünüşe göre Flinthof'un, alışveriş listesinde plutonyum var. | Open Subtitles | والآن يبدو أن فلينتوف لديه بلوتونيوم على قائمة التسوق |
Hayır, Dr Arkov. Aşağıda sadece silah-sınıfı plutonyum var. | Open Subtitles | لا، دكتور "آركوف"، في الاسفل يوجد بلوتونيوم صالح كسلاح |
plutonyum toplayıp, füzyon motorlarını dizayn Ve test edip yıldız saVaş gemisi filomuzu yapmak için iki günümüz Var. | Open Subtitles | هذا يعطينا حوالي يومان لجمع البلوتونيوم للتصميم واختبار محركات الإنشطار وبناء أسطولنا من السفن الحربية |
Kalan plutonyum en güvenilir adamımın ellerinde. | Open Subtitles | البلوتونيوم المتبقي متواجدٌ مع عميل أثق بهِ تمامًا. |
Denizaltı soyulmuş ve plutonyum da gitmiş. | Open Subtitles | تم تجريد ووالفرعية، وذهب البلوتونيوم. |
Size plutonyum bile temin edebilirdi. | Open Subtitles | قد يوفر لك حتى البلوتونيوم المشعّ |
3:05te 34 kg plutonyum taşıyan bir kamyon - | Open Subtitles | (في الساعة 3: 05 بتوقيت (غرينيتش تمت سرقة شاحنة تحمل 32 كغ من البلوتونيوم غير المشع |
Başka bir plutonyum mu? - Hayır. | Open Subtitles | المزيد من البلوتونيوم لا |
- plutonyum. Brant, Percy'e plutonyumu verecek. | Open Subtitles | (البلوتونيوم)، (برانت) سيأتي لـ (بيرسي) بـ (البلوتونيوم) |
Ateşleyiciler plutonyum ile dövüldü, bu yüzden isimleri de plutonyum Kuyusu. | Open Subtitles | المشغلين مزودان بـ (البلوتونيوم) وبالتالي إسمهم، (قطع البلوتونيوم) |
Önce plutonyum kuyularını alın, ardından da Nikita Ekibini öldürün. | Open Subtitles | (قطع البلوتونيوم) لها الأولوية فريق قتل (نيكيتا) ليس ببعيد |
Henüz değil. Elinde plutonyum ve onu patlatacak ateşleyiciler var ama hala bomba için bir gövde bulması gerekiyor. | Open Subtitles | ليس بعد، إنّه يملك (البلوتونيوم) والمشغلات ليقوم بتفجيره، لكنّه بحاجة لأغلفة صواريخ |
Hidrojenli petrol yağı, monosodyum zehiri, kısmen silahsızlandırılmış plutonyum? | Open Subtitles | نفط مهدرج ، سميات أحادي الصوديوم! بلوتونيوم منزوع السلاح جزئياً! |
Çok kolay oldu. Enerji çekirdiğine biraz plutonyum koydum ve sonra birden patladı. | Open Subtitles | وضعت قطعة بلوتونيوم داخل نواة المفاعل، ومن ثمّ تعلم... |
Ona bir bilgisayar vermek, Dr. No'ya plutonyum vermek gibidir. | Open Subtitles | إعطاء حاسوب له أشبه بإعطاء بلوتونيوم لد. (نو) |