Malezyalı bir politikacıyla iki korumasını öldürmesi nasıl bir iş? | Open Subtitles | هل كان عمله هو قتل ماليزي سياسي وإثنين من حرّاسه؟ |
Bize Prens'in Londra'da seçkin bir İngiliz politikacıyla buluşacağını söyledi. | Open Subtitles | قال لنا أن الأمير في لندن لمقابلة سياسي بريطاني بارز |
Gemiyle gay gezisine çıkıyorum ve döndüğümde seni zengin bir politikacıyla evlenirken buluyorum. | Open Subtitles | أذهب في رجلةٍ ممتعه واحده و أعود لأجدكِ مخطوبه من رجل ٍ سياسي ٍ غني |
Öyle ki bir politikacıyla bir askerin arasındaki farkı bir daha asla unutamayacaksın, iyi dinle şimdi. | Open Subtitles | أخبرتني بأنك لا تستطيع التفريق بين السياسيين والمحاربين فأصغ جيداً |
Evet. En son benim de bir politikacıyla kötü deneyimim oldu. | Open Subtitles | نعم ، لقد مررت بتجربة سيئة مع السياسيين مؤخراً |
Ertesi sabah, bir politikacıyla röportaj yaptım, gerçek bir çukulata suratlıyla. | Open Subtitles | الصباح التالي , قابلت سياسياً بوجه شوكلاتي اصيل |
Politikacıyım diye hava atıyorsunuz ama sizden çok daha kurnaz bir politikacıyla karşı karşıya olduğunuzu hâlâ fark edemediniz. | Open Subtitles | أنت تنشر بالأجواء أنّك سياسي لم تجد طريقة لتواجه سياسي أكثر حرصا منك بكثير |
İş için verdiği rüşvetleri güvene alabilmek için Maeko'yu bir politikacıyla evlendirmeyi planlıyordu. | Open Subtitles | رتب زواج لـ ( مايكو ) لتتزوج من سياسي ما ليؤمن رشاوي تجارته |
Neden rezil bir politikacıyla birlikte görünmek isteyesin ki? | Open Subtitles | لم تورطين نفسك مع سياسي غير مرغوب به؟ |
Ya da evli bir politikacıyla ilişkisi olup da Rielle Hunter'ın gençliği gibi davranması dışında mı? | Open Subtitles | علاوة على إختباءها رفقة ،رجل سياسي متزوّج تتصرف كما لو كانت (ريالي هانتر) المراهقة؟ |
Anlaşılan en büyük suç örgütü liderinin Boston'da olduğuna ve eyaletteki en güçlü politikacıyla kardeş olduğuna, birbirlerine yardım ettiklerine inanmak için cücelere de inanmak gerekiyor galiba. | Open Subtitles | إنه يبدو بالنسبة ليّ إنّك تؤمن بالجان اللعين لكي تفكر أن لدينا اكبر منظم الجريمة في (بوسطن) وسنكون أخوة مع أقوى سياسي في الدولة |
Macera derken kastettiğim bir politikacıyla yatıyor ve yatakta ne kadar beceriksiz olduğunu yazıyor. | Open Subtitles | وحين أقول تخرج، فهي تنام مع أحد السياسيين وتشرح كم كان سيئاً خلال العلاقة. |
Ertesi sabah, bir politikacıyla röportaj yaptım, gerçek bir çukulata suratlıyla. | Open Subtitles | الصباح التالي , قابلت سياسياً بوجه شوكلاتي اصيل |