Çocuklar, pornografi kötü bir şeydir. Bu yüzden o aşağılık pornografiden hemen kurtulacaktım. | Open Subtitles | يا أولاد ، الأفلام الإباحية سيئة ولهذا كنت سأقوم بالتخلص منها على الفور |
Aynı zamanda pornografi içerdiği için mi? | TED | أوه، هل لأنها تشمل المواد الإباحية المصورة أيضًا؟ |
Dolaplar pornografi müzesi gibiydiler. Yine görsellik. | Open Subtitles | الخزائن كنت متاحف للصور الاباحية المزيد من البصريات |
pornografi kralı yönetim kurulunun yaptığı "güvensizlik oylaması" sonucunda, kısa süreli yağan yağmurları son buldu | Open Subtitles | مجلس الإدارة صوت لـ ملك الخلاعة بأنه غير أهل للثقة وهذا ينهي الحياة القصيرة |
Ama aynı zamanda uyuşturucu dükkanları, yasa dışı pornografi, ticari bilgisayar korsanlığı hizmetleri ve başka birçok şey bulabilirsiniz. | TED | ولكنك ستجد أيضًا أسواق المخدرات، وصور إباحية غير قانونية، وخدمات القرصنة التجارية، والكثير والكثير. |
Ancak pornografi işiyle ilgilendiğimizi söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لكنننا بالطبع نأخذ في الاعتبار عمله في الإباحيات. |
Ya da pornografi kullanıcılarının sağlıksız ilişki içinde olma ihtimalinin daha yüksek olması da bir tesadüf müydü? | TED | أم أنّها صدفة أنّ مستخدمي المواد الإباحية من المرجح أيضًا أن يكونوا في علاقات غير صحية؟ |
Bunu söylemişken, ben şahsen pornografi izleme eğiliminde değildim. | TED | شخصيًا لم أكن منجذبة لمشاهدة المواد الإباحية. |
Yakında genç olacak iki çocuk annesi biri olarak pornografi izlemenin onlara ne yapabileceğine dair kaygılarım vardı. | TED | وكأم لطفلين على مشارف المراهقة، كانت لدي مخاوفي عمّا يمكن لمشاهدة الإباحية أن تفعل بهم. |
Yani bilimsel araştırmamda samimi bir şekilde şunu anlamaya çalıştım: pornografi sizin için kötü mü yoksa iyi miydi? | TED | من خلال بحثي العلمي، حاولت بصدق أن أفهم: هل كانت الإباحية سيئة أم مفيدة بالنسبة لك؟ |
Beni gerçekten endişelendiren pornografi izleyen gençlerin ileride cinsel şiddet uygulama ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteren uzun vadeli bir çalışma vardı. | TED | كانت هناك دراسة موسعة جعلتني قلقة حقًا، أظهرت أنّ المراهقين الذين شاهدوا الإباحية كانوا أكثر قابلية لممارسة عنف جنسي. |
Parazitler genellikle kumar uyuşturucu ya da pornografi bağımlılığıdır. | Open Subtitles | انهم عادة في شكل الادمان مثل المقامرة المخدرات, الاباحية |
İsteğiniz üzerine tüm eski pornografi arşivinizi DVD'ye yüklettim. | Open Subtitles | لقد قمت بتحويل افلامك الاباحية الى دى فى دى |
Eminim pornografi için bir paravandır. | Open Subtitles | انا واثق من انها مجرد واجهة لانتاج المواد الاباحية |
Yeraltı pornografi piyasasıyla ilgileniyorum. | Open Subtitles | ما أحقق بأمره الآن يتعلّق بأفلام الخلاعة غير الشرعية . |
Senin o devasa pornografi kutunu istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد صندوقك الضخم من الخلاعة |
Yapılan tek şey, o bir kelimeyi söylemekti: pornografi. | TED | وكل ما فعله الجميع هو أنهم هتفوا بصوت واحد، إباحية. |
Anjali'nin ayyaş babası, çocuğunu pornografi sektörüne sattı. | TED | وأما والد أنجلي فقد كان سكير باع طفلته من أجل مواد إباحية |
"Başkanım, internet sağ olsun, pornografi bağımlılığı çevremde büyük bir sorun hâline geldi. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، بفضل الإنترنت إدمان الإباحيات أصبح مشكلة كبيرة في مجتمعي |
pornografi hakkında sizin fikriniz nedir ve bu konuda nasıl yardımcı olacaksınız?" | Open Subtitles | ،ما موقفك من الإباحيات وكيف تساعدك فيما يخص هذه المشكلة؟ |
pornografi içeren bir davadan beni uzak tutmaya çalışıyorsun. Anladım. | Open Subtitles | أنتَ تريد حمايتي، من قضية تنطوي على خلاعة ، قدّ فهمتُ. |
"Young Chris Hughes Mack, tam burada Xenia'nın kalbinde büyüdü, dünyanın en büyük pornografi krallığının tacını giydi." | Open Subtitles | كريس هيوز ماك الصغير يظهر الآن في وسط زينيا وقد توج كملك أكبر إمبراطورية خلاعية على الكوكب |
Oğlum, pornografi mağazamdaki videolara nasıl girdi? | Open Subtitles | بني، كيف هذه الإباحة دخلت في الفيديوهات في متجري؟ |